Bilim insanları; yıllardır, dünyaya mahsul ve çiftlik hayvanları yetiştirmek için arazilerimizin tükenmeye başladığını ve bunun da gelecekte gıda endişelerine neden olduğunu söylüyorlar. Araştırmacılar şimdi, ekimi artık eskisi kadar sürdürülebilir olmayan gıdaların yerine besleyici gıdalar yetiştirmenin farklı yollarını arıyorlar. Bu gıdalardan bir tanesi ise hiç şüphesiz ki alglerdir.
Dünya nüfusu artmaya devam ettikçe gıda ihtiyacı da artıyor. Ancak araştırmalar, tarıma elverişli arazilerimizin hızla tükendiğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre dünya; kentleşme, toprak bozulması ve iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılına kadar 250 milyon dönüm ekin üretimini kaybedebilir. Bunun yanında iklim değişikliği, bakım maliyetleri ve suya erişim gibi faktörler de besi hayvanı yetiştirmede sorunlara neden oluyor.
İnsanların hayatta kalmak için yemek yemesi gerektiğinden, araştırmacılar artık daha sürdürülebilir ancak yine de insanların gelişmek için ihtiyaç duyduğu beslenmeyi sağlayan alternatif yiyecek seçenekleri arıyorlar. Bu sebepten bazı bilim insanları alglerin bu soruna bir çözüm olabileceğine inanıyor.
Alg Nedir?
Algler; doğal olarak oluşan su bazlı, basit fotosentetik organizmalardır. Hem tatlı hem de tuzlu su olmak üzere her türlü doğal su kütlelerinde büyürler.
Tüm bitkiler gibi, algler de kendi besinlerini üretmek ve etraflarındaki havaya ve suya oksijen eklemek için fotosentez kullanarak yaşarlar. Diğer su bitkilerinin aksine alglerin yaprakları, kökleri veya gövdeleri yoktur.
Alglerin, son derece küçük mikroalglerden büyük deniz yosunu kolonilerine kadar boyutları değişebilir. Mavi-yeşil, yeşil, kırmızı ve kahverengi algleri içeren çeşitli gruplara ayrılır.
Önceki çalışmalar, farklı alg türlerinin potansiyel tıbbi faydaları olduğunu göstermiştir. Örneğin; bir çalışma, kırmızı deniz yosununun karaciğer yağlanmasının tedavisine yardımcı olabileceğini buldu. Ve diğer araştırmalar, bir tür mavi-yeşil alg olan Spirulina almanın kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu keşfetti.
Algleri Besleyici Yapan Nedir?
Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da Biyoloji Profesörü, Kaliforniya Yosun Biyoteknolojisi Merkezi direktörü ve “Sürdürülebilir Gıda Kaynağı Olarak Yosun Geliştirme” çalışmasının kıdemli yazarı Dr. Stephen Mayfield’e göre; algler, biyokimyasal olarak konuşursak süper bir yiyecek. Bunun nedeni, yüksek protein, esansiyel yağ asitleri, mineraller ve vitamin içermeleridir.
“Bunun bir nedeni, alglerin (kendilerini) ayakta tutmak için gövdelere, köklere veya dallara sahip olmaları gerekmediğinden (onlar) tüm enerjilerini selüloz yerine daha fazla protein, yağ asidi vb. metabolitlere harcarlar.” diye açıkladı Dr. Mayfield.
Pediatri ve aile hekimliği uygulayıcısı ve Sağlıklı Beyin Kitabı’nın yazarı Dr. William Sears, Medical News Today’e “Algler, dünyadaki en eski bitkisel gıdalardan biridir.” dedi.
“Binlerce alg türü var ve her biri hepimizin ihtiyacı olan çok sayıda sağlıklı besin üretiyor ancak çoğumuz (onlardan) yeterince yemiyoruz” dedi. “Algler; zengin B vitamini, K vitamini, demir, magnezyum, kalsiyum, iyot ve daha fazlasının kaynağıdır.” diyerek alglerin önemine not düştü Dr.William Sears.
Dr. Sears, “Birçok hastalığın temel nedeni oksidasyondur yani vücuttaki aşınma ve yıpranmadır” dedi. “Algler, antioksidanlar açısından zengindir. Birçok farklı mikroalg türü, farklı antioksidanların zengin kaynaklarıdır.” dedi.
“Alg türlerinin yalnızca küçük bir kısmı insanlar tarafından tüketildi ancak bunlar besin yoğunlukları ve kaliteleri ile iyi bilinen alglerdir “diye ekledi hamile beslenmesi şirketi Needed’da araştırma ve geliştirme başkanı Aletta Mayorga.
“Örneğin, mikroalg Chlorella ve Spirulina, dokuz temel aminoasidin tamamı dahil olmak üzere kuru ağırlıkça %50-70 protein içerir ve deniz yosunu gibi yenilebilir makroalgler, bağırsak dostu çözünür lif için harika bir kaynaktır.” – Aletta Mayorga
Ayrıca Mayorga, alglerin dokosaheksaenoik asit (DHA) gibi vejetaryen dostu omega-3 yağ asitleri kaynağı sağladığını da söyledi.
“Balığın insan diyetinde önemli bir omega-3 kaynağı olduğunu düşünsek de, balıklar omega-3’leri kendi başlarına üretemezler, aksine omega-3’leri alg ve planktondan tüketerek elde ederler” diye açıkladı. “Ve bu çalışmaya göre, alg yağından elde edilen DHA, pişmiş somondan elde edilen DHA kadar biyolojik olarak kullanılabilir.”
Algleri Sürdürülebilir Kılan Nedir?
Dr. Mayfield’e göre, şu anda dünyanın daha fazla proteine ihtiyacı olduğu için alternatif protein kaynakları aramamız gerekiyor.
“Ve protein açısından zengin bitkiler olan soya fasulyesi veya diğer baklagilleri daha fazla yetiştirmek için ek ekim alanımız yok” dedi. “Tarıma uygun olmayan arazide içilemez su kullanarak yosun yetiştirebiliriz ve bu, şu anki protein üretim şampiyonumuz olan soya fasulyesinin 20 katına kadar protein üretebilir.”
Vitamin takviyeleri konusunda uzmanlaşmış bir sağlıklı yaşam şirketi olan MegaFood’un tıbbi direktörü Erin Stokes, “Mevcut tarım sistemimiz, artan nüfusla birlikte iklim değişikliğinin güçlerinden kaynaklanan aşırı stresle karşı karşıya” dedi. Ayrıca “Algler, gıda sektöründe uzun vadeli sürdürülebilirliğini büyük ölçüde artıran CO2’yi tutma yeteneğine sahiptir” diye açıkladı. “Algler temiz sularda yetiştirildiği sürece, çevreye minimum etkisi olan oldukça besleyici bir besindir.”
Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin ulusal sözcüsü ve Johnson City, TN’deki Nutrition-In-Sight’ın sahibi Monique Richard da şunları söyledi: “Alglerin şelatlama faydaları vardır yani alglerin mineralleri metal iyonlarına bağlanabilir ve onları sudan çekebilir. Bu da atık suyu ve akıntıyı temizleyebilir. (Onlar) suyu temizlemede, su ürünleri yetiştiriciliği sistemlerinde sürdürülebilirliği ve korumayı teşvik etmede ve tarımsal uygulamalar için kaynakları artırmada faydalı olabilirler.”
“Alglerin ek bir faydaları da büyüdüğü ortamın, insan sağlığı ve gıda üretimi için önemli olan herbisitler ve böcek ilaçları veya diğer herhangi bir toksik madde olmadan kontrol edilebilmesini sağlamalarıdır” diye ekledi.
Charles H. Greene ile alglerin gıda sürdürülebilirliğini nasıl geliştirebileceği hakkında da konuştuk. Dr. Greene, Friday Harbor WA’daki Washington Üniversitesi Friday Harbor Laboratuvarı’nda (FHL) araştırma ve stratejik planlamadan sorumlu müdür yardımcısıdır.
Ayrıca, PLOS Biology’de “Alg çözümleri: Sürdürülebilir bir gelecek için aşağıdan yukarıya deniz balıkçılığını dönüştürmek” ve Oşinografi (okyanus coğrafyası)’de “Transforming the Future of Marine Aquaculture (Deniz Su Ürünleri Yetiştiriciliğinin Geleceğini Dönüştürmek): A Circular Economy Approach -Döngüsel Bir Ekonomi Yaklaşımı-” makalelerinin ortak yazarıdır.
Dr. Greene, mikroalglerin daha küçük alanlarda yetiştirilebilmeleri ve yine de önemli miktarda gıda üretebilmeleri nedeniyle potansiyele sahip olduğunu savundu.
İkinci makalede, Dr. Greene ve meslektaşları şunların altını çiziyor:
“Kıyıdaki su ürünleri yetiştirme tesislerinde yetiştirilen deniz mikroalglerinden gıda üretimi, karasal tarıma göre çeşitli çevresel sürdürülebilirlik avantajları sunuyor. Mikroalgler, tipik olarak en verimli karasal mahsullerden bir kat daha fazla olan birincil üretim hızları sergiler. Bu nedenle, arazi kullanımıyla ilgili olarak, karadaki su ürünleri yetiştirme tesislerinde deniz mikroalglerinin yetiştirilmesi, kara alanının onda birden az eşdeğer miktarda gıda üretme potansiyeline sahiptir.”
Zorluklar
Bir besin kaynağı olarak alg yetiştirmek kolay gibi görünse de, bu yaklaşım hala bazı zorluklarla karşı karşıyadır. Mayfield, MNT’ye asıl sorunun ölçeklenebilirlik olduğunu söyledi.
“Asıl zorluk, onu dünya ölçeğine çıkarmak ve bu ölçekle birlikte fiyatı düşürecek ölçek ekonomileri gelmeli ki bu şu anda ana zorluk” dedi.
Dr. Greene ve meslektaşları Oşinografi makalelerinde hemfikirler: “Tropik ve subtropikal bölgelerde uygun topografyaya ve güneşlenmeye sahip geniş uygun araziler olmasına rağmen, aşırı nakliyeyi önlemek için yetiştirme tesisleri deniz suyu veya acı su kaynaklarına yeterince yakın olmalıdır.”
Mayorga, “Alglerin besin değeri (onları) çok yönlü bir besin kaynağı yapsa da, [onlar] karakteristik bir kokuya sahip olma eğilimindedirler ve tat genel duyusal kabul sınırlayıcı bir faktör olabilir” dedi.
Stokes, herhangi bir gıda ve takviyede olduğu gibi, alglerin büyüdüğü kaynağın kalite açısından doğrulanması gerektiğini de sözlerine ekledi. “Bu, algler için özellikle önemlidir. Çünkü (algler), içinde büyüdükleri su ortamından, ağır metaller ve diğer kirleticiler dahil olmak üzere maddeleri emebilirler” diye açıkladı.
Stokes, “Artık alg büyümesi için en uygun koşullar için tasarlanmış kapalı cam tüp sistemleri gibi bazı benzersiz üretim süreçleri kullanılıyor” diye ekledi.
Diyetinize Algleri Dahil Etmek
Diyetinize algleri eklemeye hazır mısınız? İyi haber şu ki, zaten yapabilirsiniz.
Richard, alglerin ticari olarak deniz yosunu, kurutulmuş deniz yosunu atıştırmalıkları ve nori (yenilebilir deniz yosunu) gibi seçeneklerde bulunabileceğini ve takviyelerde, tozlar veya et ikame ürünlerinde bulunabileceğini söyledi. “[Onlar] fermente ürünlerde veya yoğurt, süt veya peynir gibi süt ürünlerinde [hatta] bulunabilirler” diye ekledi.
Ayrıca Richard, alglerin yemek pişirme ve gıda endüstrisi açısından başka kullanımları da olabileceğine de değindi:
“Algler; kalınlaştırma, jelleşme ve emülsifiye edici [özellikler] gibi niteliklere sahip olabilir. Örneğin; alglerden çıkarılan bileşenler karragenan, aljinat ve agar nu niteliklere sahip bileşenlerdir. Muhtemelen hurma yağı gibi yıkıcı etkilerle ilişkili bileşenlerin yerini alabilir ve çevresel katkılar, olumsuz sağlık koşullarına yol açabilirler. Alglerdeki renk yelpazesi, şekerlemeler ve içecekler için mavi ve yeşil renklendirmenin doğal bir yolunu da sağlayabilir.”
Mayorga, sağlık yararlarından bahsederken, “EPA [eikosapentaenoik asit] ve DHA, genellikle az tüketilen ancak beyin sağlığı, göz sağlığı ve kardiyovasküler sağlık için muazzam faydalar sağlayan temel omega-3 yağ asitleridir.”
“Alg yağı takviyeleri, tüketicilerin omega-3 alımlarını optimize ederken aynı zamanda rahatsız edici duyusal nitelikleri en aza indirmelerine yardımcı olmak için çok uzun bir yol kat etti. Ayrıca alg yağı takviyeleri, özellikle daha büyük balıklardan elde edilenler olmak üzere bazı balık yağlarında endişe yaratabilecek çok düşük ağır metal içeriğine sahip bir takviye sağlamanın harika bir yoludur” dedi.
Ve Dr. Sears, insanların alg bazlı takviyeleri yiyerek diyetlerine kolayca alg ekleyebileceklerini söyledi. İlk üç tavsiyesi alg bazlı DHA/EPA, Hawai astaksantini ve Hawaii spirulinasıdır.
Ona göre, “algler kalori başına çok miktarda besin içerdiğinden, doğada yetiştiklerinden, sağlığımız ve gezegenimizin sağlığı için iyi olduklarından, gerçekten de ‘doğanın süper besini’ etiketini hak ediyorlar.” [1]Best food forward: Are algae the future of sustainable nutrition?[2]Öne çıkarılan görsel
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | Best food forward: Are algae the future of sustainable nutrition? |
---|---|
↑2 | Öne çıkarılan görsel |