Birkaç yıl önce, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA); arginin takviyesiyle ilişkili potansiyel faydalarla ilgili önerilen sağlık iddialarını inceledi (EFSA, 2011). Bu iddialara “iddia edilen etki geneldir ve spesifik değildir ve gerektiği gibi herhangi bir spesifik sağlık iddiasına atıfta bulunmaz” şeklinde yanıt verdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde arginin için benzer sağlık iddiaları popülerdir ancak uygun düzenleyici kurumlar yaptırım takdir yetkisini kullanıyor gibi görünmektedir.
Bir pazarlama firmasına göre, küresel L-arginin pazarının 2018’de 501.6 milyon $ olduğu ve yıllık %6,7 bileşik büyüme oranıyla 2028’de 957,9 milyon $’a ulaşacağı tahmin edilmektedir (Market US, 2019).
Arka plan olarak, okuyucunun amino asitlerin proteinlerin ayrılmaz bileşenleri olduğunu hatırlaması istenir. Sentezleme için gerekli olan bu bileşenler ve çeşitli azotlu metabolitler ve bunların translasyon sonrası modifikasyonları, hücre sinyalleşmesinde yer alır ve hormonların salgılanması ve besin maddelerini metabolize etmek için kilit düzenleyiciler olarak hizmet eder (Wu, 2010).
Amino asit L-arginin, insanlarda glutamin, glutamat ve prolin amino asitlerinden sentezlenir. Arginin bozunması, diğer enzimlerin yanı sıra arginaz ve nitrik oksit sentaz tarafından başlatılan çoklu yollarla gerçekleşir. Bu yollar, her biri muazzam biyolojik öneme sahip olan nitrik oksit, poliaminler, prolin, glutamat ve kreatin üretir. Nitrik oksit sentaz tarafından nitrik oksidin (neredeyse her hücre tipinde anahtar bir sinyal molekülü) sentezi için nitrojen öncüsü olan arginin, hayati metabolik yolları düzenler, bu nedenle arginin beslenmesine ve fizyolojisine protein sentezinin çok ötesinde artan bir ilgi olmaya devam etmektedir (Morris, 2016).
Örneğin, merkezi sinir sistemi ve diğer dokular için son derece toksik bir madde olan amonyağın detoksifikasyonu için arginin de gereklidir (Wu, Bazer, Davis ve ark., 2009). Argininin, enerji substratlarının organlar arası metabolizmasını ve çoklu organların işlevini düzenlediğine dair ikna edici kanıtlar vardır. Hem deneysel hem de klinik çalışmaların sonuçları, arginin’in spermatogenez, embriyonik sağkalım, fetal ve neonatal büyümenin yanı sıra vasküler tonus ve hemodinamiğin sürdürülmesi için beslenme açısından gerekli bir amino asit olduğunu göstermektedir (Palmer, Ashton ve Moncada 1988). Bazı kanıtlar, hipertansif erişkinlerde sistolik ve diyastolik kan basıncını düşürmek ve cerrahi hastaların hastanede kalış sürelerini ve hastane kaynaklı enfeksiyon insidansını azaltmak için L-arginin takviyesinin faydasını desteklemektedir (McRae, 2016). 387 katılımcı arasında arginin’in kan basıncı üzerindeki etkisini değerlendiren 11 çift kör, plasebo kontrollü klinik çalışmanın 2011 meta-analizi, bu müdahalenin günde 4-24 g tüketenler arasında hem sistolik hem de diyastolik kan basıncını azaltabileceğini öne sürdü (Dong , Qin, Zhang ve diğerleri, 2011).
Çok sayıda toksikolojik çalışma, sıçanlarda ve domuzlarda L-arginin takviyesinin güvenli olduğunu göstermiştir ve daha önceki tıbbi geçmişin bir sonucu olarak belirli bir kontrendikasyon olmadığı sürece, uygun dozlarda insanlar için güvenli olduğuna dair çok sayıda kanıt vardır. Arginin için görünürde gözlemlenmeyen yan etki seviyesi 30 g/gün’dür, bu da günde 300 mg’lık güvenli bir alım anlamına gelir (Cynober, Bier, Kadowaki ve ark., 2016). 101 yetişkin katılımcı arasında yapılan benzer bir çalışma, 90 günlük bir süre boyunca günde 30 g arginin-HCl dozunun iyi tolere edildiğini göstermiştir. Bir dizi kan kimyasına, metabolik parametrelere ve organ fonksiyonlarına dayalı olarak hiçbir yan etki kaydedilmedi.
EFSA’nın arginin tüketimine atfedilen potansiyel sağlık iddialarına ilişkin pozisyonuna rağmen arjinin diyet takviyesinin üreme, kardiyovasküler, pulmoner, renal, gastrointestinal, karaciğer ve bağışıklık fonksiyonlarını iyileştirmede yararlı olabileceğini açıkça gösteren artan sayıda kanıt vardır. Yara iyileşmesini kolaylaştırmanın, insülin duyarlılığını artırmanın ve insanlarda ve çiftlik hayvanlarında doku bütünlüğünü korumanın yanı sıra.
Ek olarak, ortaya çıkan araştırmalar, arginin’in obezite, diyabet ve metabolik sendrom için yeni ek tedaviler sağlayabileceği mekanizmaları araştırmaktadır. Arginin’in birçok gelişimsel ve sağlık sorununu tedavi etmedeki etkisi, amino asitler arasında benzersizdir. Arginin, insanların ve diğer memelilerin sağlığını ve esenliğini iyileştirmek için fırsatlar sunabilir (Wu, Bazer, Satterfield ve ark., 2013). [1]“The Potential and Promise of Arginine in Human Nutrition” yazısından çevrilmiştir.[2]Öne çıkan görsel
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | “The Potential and Promise of Arginine in Human Nutrition” yazısından çevrilmiştir. |
---|---|
↑2 | Öne çıkan görsel |