Kahve cinsi altında tanımlanmış 120’den fazla tür bulunmaktadır. Ticari olarak üretilen kahve çekirdeklerinin çoğunun iki çeşitten geldiği yaygın bir bilgidir. Arabica ve robusta…
Ancak; bu ikisinden sonra ağırlıklı olarak Batı Afrika’daki Liberya’dan gelen üçüncü bir tür daha var ki, dünya çapında üretilen kahvenin %2’sinden azını oluşturan Liberica. Batı Afrika kökenlidir ancak günümüzde en çok Güneydoğu Asya’da yani Filipinler, Endonezya ve Malezya’da yetiştirilmekte ve tüketilmektedir. Yalnızca Filipinlerde, yetiştirilen tüm kahvelerin %70’inden fazlasını liberica oluşturur. Arabica bitkilerine kıyasla daha büyük ve düzensiz şekillidir. Çiçeksi ve meyveli bir aromaya sahip olduğu, demlendiğinde odunsu ve dolgun bir tada sahip olduğu söylenir.
1890’larda liberica kahve bitkisi, “kahve pası” olarak bilinen bir hastalık sebebiyle dünya çapında Arabica bitkilerinin toplu olarak yok olmasının ardından Filipinler ve Endonezya da dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerine nakledildi ve yetiştirilmeye başlandı. Hemileia vastatrix mantarının sebep olduğu bu hastalık; ismini mantarın, demir pası gibi görünen açık kahverengi ve pudramsı görüntüsünden alır. Mantar, bitkiyi enfekte ettikten sonra bitki, tüm yapraklarını ve fasulye üretme yeteneğini kaybeder. Arabica bitkisine kıyasla liberica kahve bitkisi, sıcak iklimlere uyum sağlayabildiği için daha serttir. Hastalıklara karşı daha dirençlidir ve alçak irtifalarda yetişebilir. Günümüzde, liberica tropikal Afrika’da yabani olarak yetişebilmektedir. Sarı ve pembe renkli olgunlaşan kirazlar üreten doğal bir Liberica mutasyonunu burada görebilirsiniz.
Endonezya tüm temel kahve çekirdeği çeşitlerini yetiştirebildiği için dünyanın en büyük kahve ihracatçılarından biridir. Avrupalı sömürgeciler tarafından Endonezya’ya getirilen Liberica kahve bitkisi, daha az bakım gerektiren ve daha küçük boyutlu Robusta bitkilerinin gelmesi ile çiftçilerin gözünden düştü. Birçok üretici bu dönemde robustaya geçiş yaparken, liberica bitkisinin kahve yaprağı pasına karşı çok daha dayanıklı olması ve ayrıca daha yüksek sıcaklıklarda ve daha düşük rakımlarda Arabica’dan daha kolay yetiştirilebilmesi gibi nedenlerle Filipinler’deki üreticiler bunun yerine liberica yetiştirmeye teşvik edildi. Ayrıca, zararlılar, belirgin şekilde daha sıkı oldukları için liberica kirazlarının kabuğuna nüfuz etmekte zorlanır bu da libericayı daha dayanıklı yapar.
Liberica geçmişte arabicaya göre daha düşük bir ürün olarak görülüyordu. İri çekirdeklerinin kalın kabukları ve hamurları nedeniyle hasat edilmesi ve işlenmesi daha zordur ve tadı yaygın olarak daha acı olarak kabul edilir. Dünyanın en çok ticareti yapılan ikinci kahve çekirdeği olan robusta gibi, ana eylemden çok tamamlayıcı bir tür olarak kabul edilse de yakın zamanda yapılan bir araştırmadan elde edilen bulgular, küresel sıcaklıklar 2°C yükselirse, dünyadaki arabicanın dörtte birini tedarik eden ülkelerin verimde büyük düşüşler yaşayacağını gösteriyor. 2.5°C’lik bir artış arzın %75’i üzerinde bu etkiye sahip olacaktır. Üretimi zor ve tadı çok talep görmese de iklim değişikliği ile baş edebilme yeteneği sayesinde libericayı önümüzdeki yıllarda fincanlarımızda görebiliriz. [1]The bean that could change the taste of coffee[2]Öne çıkan görsel
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | The bean that could change the taste of coffee |
---|---|
↑2 | Öne çıkan görsel |