‘Gözlemlenebilir evrenin sınırlarının ötesinde neler yatıyor? Bulunduğumuz evren gibi bir sürü evren olması mümkün mü?’
Filmler bu tarz sorulara bayılıyor. Everything Everwhere All At Once gibi Oscar ödüllü filmlerden Dr. Strange In The Multiverse of Madness gibi gişe rekorları kıran süper kahraman filmlerine kadar bilim kurgu hikayeleri, alternatif gerçeklikler arasındaki yaratıcılıklarla doludur. Hangi kozmoloğa sorduğunuza bağlı olarak; çoklu evren kavramı, fanteziden veya bir hikaye konusundan çok daha fazlasıdır.
İnsanlığın alternatif gerçeklikler hakkındaki teorileri çok eski ve çeşitli – 1848’de Edgar Allan Poe, “sınırsız evrenler zincirinin” varlığını hayal ettiği bir şiir bile yazmıştır. Evrenimizin özelliklerini açıklama çalışan modern bilimsel teoriler, olayların bizim gerçekliğimizin dışında gerçekleştiği başka evrenlerin varlığını öngördüğünde çoklu evren kavramı yükselişe geçti.
Stanford Üniversitesi fizikçisi Andrei Linde, “Gerçeklik bizden bağımsız olarak var olur.”
Eğer gerçekten varlarsa, bu evrenler bizimkinden ayrılmıştır. Ulaşılamaz ve herhangi bir ölçümle tespit edilemezler (en azından şu ana kadar öyleler). Bu da bazı uzmanların çoklu evren arayışının gerçekten bilimsel olup olamayacağını sorgulamasına neden oluyor.
Bilim insanları kainattaki tek evrenin bizim evrenimiz olup olmadığını öğrenebilecek mi? Kendi fizik yasalarına sahip diğer evrenleri -olası bir çoklu evren hakkındaki farklı teorileri- ve orada bizim başka versiyonlarımızın olup olamayacağını inceliyoruz.
Çoklu Evren Nedir?
Çoklu evren, bilim insanlarının gözlemlenebilir evrenin ötesinde başka evrenlerin de var olabileceği fikrini tanımlamak için kullandıkları bir terimdir. Çoklu evrenler, uzayın bizim evrenimizden farklı düzlemlerdeki bölgelerinden, sürekli var olan ayrı kabarcık evrenlere kadar farklı olası senaryoları tanımlayan birkaç bilimsel teori tarafından tahmin edilir. Tüm bu teorilerin ortak noktası, gözlemleyebildiğimiz uzay ve zamanın tek gerçeklik olmadığı.
Pekâlâ… Ama neden bilim insanları birden fazla evren olabileceğini düşünüyor?
Çoklu evren kavramlarının bin yılda nasıl geliştiğinden bahseden The Number of the Heavens adlı kitabın yazarı Tom Siegfried: “Evrenimizin tüm özelliklerini tek bir tane varsa açıklayamayız.” diyor.
“Evrenimizde neden yıldızları ve gezegenleri yapmaya yetecek zaman var? Yıldızlar neden doğru miktarda enerjiyle şu an oldukları gibi parlıyor? Bunların hepsi, teorilerimizde cevapları olmayan sorulardır.” diye merak ediyor Siegfried.
Siegfried iki olası açıklama olduğunu söylüyor: Birincisi, evrenimizin özelliklerini açıklayabilmek için daha yeni, daha iyi teorilere ihtiyacımız var. Ya da “farklı birçok evrenden sadece biriyiz ve güzel ve elverişli olanda yaşıyoruz.”
Daha popüler çoklu evren teorileri neler?
Belki de en çok kabul gören fikir, kozmik enflasyon olarak da bilinen büyük patlamadan sonra evrenin hızla ve katlanarak genişlediği fikrinden gelmektedir. Kozmik enflasyon, evrenin yapısı ve galaksilerin dağılımı gibi gözlemlenen birçok özelliğini açıklar.
Kozmik enflasyon teorisinin mimarlarından olan Linde, “Bu teori, çok yaratıcı olmasına rağmen ilk başta bir bilim kurgu hikayesi gibi göründü.” Diyor. “Ama dünyamızın o kadar ilginç özelliğini açıkladı ki insanlar onu ciddiye almaya başladı.”
Teorinin diğer tahminlerinden biri, enflasyonun tekrar tekrar, belki de sonsuza kadar gerçekleşebileceği ve balon evren gruplaşması yaratabileceğidir ancak bu balonların tümü bizimkilerle aynı özellikleri taşımayabilir – uzayda fiziğin farklı davrandığı yerler olabilir. Bazıları bizim evrenimize benzeyebilir ama hepsi doğrudan gözlemleyebildiğimiz alemin ötesinde var.
Diğer düşünceler neler?
Bir diğer ilgi çekici çoklu evren türü, maddenin matematiksel olarak nasıl davrandığını açıklayan “çoklu dünyalar yorumu”dur. 1957’de fizikçi Hugh Everett tarafından öne sürülen çoklu dünyalar yorumu, herkesin farklı bir senaryoda alternatif kararlarla eyleme geçtiği eşevresiz gerçeklik fikrini taşıyor.
“Bakın, aslında sonsuz sayıda paralel Dünya var ve bir deney yaptığınızda ve olasılıkları elde ettiğinizde, temel olarak kanıtlayan tek şey, o deneyin sonucunun bu olduğu Dünya’da yaşadığınızdır” diyor Minnesota Üniversitesi’nden “The Physics of Superheroes” adlı kitabı yazan fizikçi James Kakalios. “Ama diğer Dünyalarda, farklı bir sonuç var.”
Bu yoruma göre versiyonlarınız, farklı kararlar vermiş olsaydınız yaşayabileceğiniz birçok farklı olası hayatı yaşıyor olabilirdi ancak sizin algılayabileceğiniz tek gerçeklik, şu an içinde bulunduğunuz gerçekliktir.
Peki bu diğer dünyalar nerede?
Hepsi ulaşamayacağımız diğer boyutlarda bulunuyor. MIT’den Max Tegmark, bu tür bir çoklu evreni birden fazla senaryonun dallandığı Seviye III çoklu evren olarak adlandırıyor.
“Çoklu dünyalar yorumunda atom bombanız hala var, sadece tam olarak ne zaman patlayacağını bilmiyorsunuz.” Diyor Linde. Belki de bazılarında hiç patlamayacak.
Buna karşılık, bazı kozmik enflasyon teorilerinden öngörülen çoklu evrenler, farklı fiziki sabitlere sahip olan Tegmark’ın Seviye II çoklu evrenleridir.
Linde, “Evrenin bazı kısımlarında atom bombası yapmanın mümkün olup olmayacağını bile bilmiyorsunuz.” diyor.
Kendimle tanışmak istersem oraya nasıl giderim, Çoklu evrenler arasında seyahat mümkün mü?
Maalesef, hayır. Bilim insanları bunun mümkün olmadığını düşünüyor, en azından şimdilik.
Siegfried, “Oldukça sağlam olduğunu düşündüğümüz günümüzün fizik kuralları eğer yanlış değilse, bu çoklu evrenlere seyahat edemezsiniz.” diyor. “Ama kim bilebilir? Bundan bin yıl sonra, kimsenin sizin hayal edemeyeceğiniz bir şeyi gerçekleştiremeyeceğini sanmıyorum.”
Çoklu evrenlerin var olduğunu gösteren herhangi bir doğrudan kanıt var mı?
Evrenin bazı özellikleri, bir çoklu evrenin varlığını gerektiriyor gibi görünse de gerçekten var olduğunu gösteren doğrudan bir kanıt yoktur. Şu ana kadar çoklu evren fikrini destekleyen bütün kanıtlar teorik, bazı durumlarda da felsefidir.
Bazı uzmanlar, büyük patlamanın bizim varoluşumuz için kefen biçilmiş, kusursuz bir evren yaratmasının tesadüf olabileceğini savunuyor. Diğer bilim insanları ise, herhangi sayıda evren olma olasılığının yüksek olduğunu, hayatta kalabilmemiz için gerekli özelliklere sahip olan evrende yaşadığımızı düşünüyor.
Kakalios, farklı fizik sabitlerine sahip sonsuz sayıda küçük “cep evren”leri veya “balon evren”lerinin ilgi çekici bir fikir olduğunu söyledi. “İşte bu yüzden bazı insanlar bu fikirleri ciddiye alıyor çünkü felsefi meseleleri irdelemeye yardımcı oluyor.
Bilim insanları, çoklu evrenin deneysel olarak test edilebilir bir teori olup olmadığını tartışıyorlar, bazıları çoklu evrenin tanımı gereği bizim evrenimizde bağımsız olduğu ve erişiminin imkansız olduğu düşünülürse hayır cevabı verilebilir. Ama belki de doğru testi bulamadık.
Kendi evrenimizin diğer evrenlerden sadece biri olup olmadığını hiç bilebilecek miyiz?
Bilemeyebiliriz ancak çoklu evrenler başka şekillerde test edilebilecek çeşitli teorilerin tahminleri arasındadır ve eğer bu teoriler bütün testleri geçebilirse o zaman çoklu evrenler doğru olabilir. Ya da yeni bir keşif, bilim insanlarının gözlemlenebilir evrenin ötesinde gerçekten bir şey olup olmadığını anlamasına yardım edebilir.
Siegfried, “Evren, küçücük bir dünyadaki küçücük toz parçalarının çözebileceği kadar basit değildir.” diyor. “Bu test edilemez, dolayısıyla gerçek olamaz diyebiliriz – ancak bu, onu nasıl test edeceğimizi bilmediğimiz anlamına geliyor. Belki bir gün nasıl test edeceğimizi bulacağız belki bulamayacağız. Ama evren her istediğini yapabilir.”[1]What is the multiverse—and is there any evidence it really exists?
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | What is the multiverse—and is there any evidence it really exists? |
---|