Hiç tiroid ilaçlarınızdan sonra bir fincan kahve tükettiniz mi? (Bunu yapan tek kişi ben olamam!) Bazı insanlar için kahvenin tiroid ilaçlarının emilimini engelleyebileceğini biliyor muydunuz?
Bir süre önce uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla yemeğe gittik. Çevredeki en iyi doktorların bakımı altında olmasına ve tiroid ilaçları almasına rağmen hala daha birkaç tiroid semptomu yaşıyordu (cilt kuruluğu, kilo alımı, hormonal dengesizlikler, saç dökülmesi ve soğuğa tahammülsüzlük dahil).
Genellikle, bir kişi bu tür semptomlar yaşadığında akla gelen ilk soru, bu kişi T3 içeren bir ilaçtan fayda sağlayabilir mi? Ancak, Hashimoto’lu pek çok insanın hayatını iyileştiren bir T4/T3 kombinasyon ilacı olan Nature-Throid’i zaten alıyordu. Fakat sabah kahvesi tüketmesi ile bilmeden ilaçlarının emilimini bozduğu ortaya çıktı.
“Neden kimse bana tiroid ilaçlarımı kahve ile almamam gerektiğini söylemedi?” diyerek sitem etti. Bazen neyi bilmediğimizi bilmiyoruz ve umarım bu makale kahvenin tiroid ve emilim üzerindeki etkileri hakkında duymuş olabileceğiniz (veya duymayabileceğiniz) bazı şeyler hakkında sizi bilgilendirecektir.
Kahve ve kafein alımının adrenalimizi yok ettiğini düşünürdüm ama son yıllarda, çoğumuzun adrenal seviyesi tehlikeye düştüğü için kafeine bağımlı hale geldiğimizi fark ettim. İyileşmek için her zaman dahil edilmesi gerekmesede adımlar var. Kafeini kesmek. Bu yazı, aşağıdaki soruları yanıtlayacak:
- Kahve tiroid ilacımı nasıl etkiler?
- Kahve glütenle çapraz reaksiyona girer mi?
- Kahve küf ve toksin içerir mi?
- Adrenallerimi iyileştirmek için kahveyi bırakmalı mıyım?
- Kahve östrojen baskınlığına katkıda bulunabilir mi?
- Kahveyi kesmenin en iyi yolu nedir ve alternatifleri var mı?
- Kahve Otoimmün Paleo Dostu mudur?
Kahve, Tiroid İlaçlarımı Nasıl Etkiler?
Pek çok insan kahveyi sever ancak birçok insanın bilmediği şeylerden biri de kahvenin tiroid ilaçlarının emilimini bozabileceği ve bu nedenle tiroid ilaçlarından ayrı tutulması gerektiğidir. Yiyecekler genel olarak tiroid hormonlarının emilimini bozabilir özellikle soya, greyfurt suyu, pamuk tohumu küspesi, ceviz ve diyet lifi bu nedenle tiroid hormonlarını her zaman aç karnına bir bardakla almanız önerilir.
Normal sindirim fonksiyonuna sahip bir kişi, tiroid ilaçlarını kahvaltıdan 15-30 dakika önce alabilir ve ilaçların iyi emilmesini sağlayabilir ancak bazı kişilerin düzgün emilim için tiroid ilaçlarını aldıktan sonra kahvaltıyı en az 60 dakika ertelemesi gerekebilir.
Kahve ve tiroid ilaçları söz konusu olduğunda, İtalyan araştırmacılar sabahları ilk iş olarak espresso seven hastaların tiroid ilaçlarını doğru bir şekilde emmediğini keşfettiler. Bunun nedeni, kahvenin hem inorganik hem de organik bileşiklerin bağırsak emilimini düşürmesi ve tiroid ilaçlarıyla fiziksel olarak etkileşime giriyor olmasıdır.
Başka bir İtalyan çalışmasında, tiroid ilaçlarını aldıktan sonra 10 dakika içinde espresso içen bir kişinin TSH’si sürekli olarak 13 μIU/mL ile 18 μIU/mL arasında yükseldi. Aynı kişi daha sonra aynı dozda ilaç alarak kahvesini içmesi için bir saat bekletildi ve ilacını dolu bir bardak su ile içti. Bu yeni değişiklikle, TSH’si artık her test yaptırdığında 0,03-0,1μIU/mL (yani optimal) arasında test ediyordu. (Araştırmacılar onu 15 ay daha takip etti.)
Kahve ve tiroid hormonu emilimi ile ilgili çalışmaların çoğu levotiroksin ile yapılmış olsa da anekdot olarak, T3 ve doğal kurutulmuş tiroid hormonları alan kişiler kahve ile alıyorlarsa, onları emmede sorun yaşayabilirler.
İlginç bir şekilde İtalyan bir araştırmacı grubu, espresso seven tiroid hastalarının kahvelerini tiroid ilaçlarıyla içmeleri için bir yol buldu. Kahvenin etkilerine dayanabilecek özel olarak formüle edilmiş bir tiroid ilacı buldular. Araştırmalar, bu T4 ilacının hem jel kaplamalarının hem de sıvı formlarının kahve ile alındığında etkilenmediğini bulmuştur. Bu ilaç, sabah kahvesine ihtiyaç duyan bizler için harika bir haber!
Bu nedenle, başka tiroid ilaçları kullanıyorsanız, tiroid ilaçlarınızı yatak başucunda bulundurmanızı; böylece uyanır uyanmaz, sabah kahvenizden ve kahvaltınızdan en az 30-60 dakika uzakta almanızı öneririm.
Sonuç:
- Kahve, tiroid ilaçlarının emilimini etkileyebilir. Tiroid ilacı kullanan çoğu kişinin sabah kahvesini içmek için ilaçlarını aldıktan sonra 30-60 dakika beklemesi gerekir.
Kahve, Gluten ile Çapraz Tepkime Gösteriyor mu?
Kahvenin glutenle çapraz reaksiyona girme potansiyeli vardır ancak bir uyarı var! Bunun nedeni muhtemelen kahve değil, kahvenin glutenle kontamine olabilmesidir.
Aristo Vojdani ve Igor Tarash, çığır açan 2013 tarihli “Gliadin ve Farklı Gıda ve Doku Antijenleri Arasındaki Çapraz Reaksiyon” çalışmasında, hazır kahvenin glutenle %23 çapraz reaksiyona sahip olduğunu, hazır kahve lattenin ise %82 çapraz reaksiyon oluşturduğunu buldu. (Reaktivite yüzdesi ne kadar yüksekse, ürüne gluten çapraz reaksiyonu o kadar güçlüdür.) Araştırmacılar hazır kafe lattedeki “reaktivitenin” bir kısmının lattedeki süt proteinleri tarafından üretilmiş olabileceğini belirlediler.
Süt proteini, gluten için bilinen, oldukça çapraz reaksiyona giren bir besindir ve Hashimoto’lu 2.232 kişiyle yaptığım ankete göre, Hashimoto’lu kişilerin %79’u da süt ürünleri yemeden daha iyi hissediyor.
Buna karşılık, kahve çekirdeklerinden yapılan taze espresso, herhangi bir gluten reaksiyonu üretmedi. Kahve tozu, saf kakao ve sütsüz bitter çikolata da glutene çapraz reaksiyon oluşturmadı.
Sonuç:
- Hashimotonuz, çölyak hastalığınız varsa veya glutene duyarlıysanız, eser miktarda gluten bulaşmış olabilecek hazır kahveden kaçınmalısınız. Bununla birlikte, gluten duyarlılığı ve çölyak hastalığı olan kişiler için saf kahve içmek, başka tür reaksiyonlar göstermediğiniz sürece muhtemelen güvenlidir.
Kahve Küf ve Toksin İçerir mi?
Bazı kahve markalarının, otoimmün ve tiroid hastalıklarının yanı sıra küf hassasiyeti olanlar için bir sorun olabilecek küf içerebileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Aslında, belirli bir mikotoksin (küfün toksik bir metaboliti), okratoksin A (OTA), çoğu kahve örneğinde düşük seviyelerde bulunur. Bir çalışma, 50 kahve örneğinden hepsinin OTA ile kontamine olduğunu ve örneklerin %40’ında standart seviyelerin (2 μg/kg) üzerinde olduğunu gösterdi. Okratoksin A daha önce insanlarda böbrek hastalığı ve üretra tümörleri ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca kanser, beyin hasarı ve hipertansiyon ile ilişkilendirilmiştir ve bağışıklık sistemini baskılayıcı etkileri olabilir.
Kahve; özellikle hazır kahveler, akrilamid gibi toksinler de içerebilir. Hashimoto’lu çoğu insan aşırı yüklenmiş bir karaciğere ve toksinleri yok etme becerisine sahiptir. Bu yüzden iyileştirme protokolü her zaman karaciğer desteği ve toksinleri yok etme ile başlar. Yiyeceklerimiz, suyumuz, kişisel bakım ürünlerimiz (liste uzar gider!)… Her gün vücudumuza zararlı toksinler alıyoruz. Bu nedenle bu yüke kirli kahveyi eklemek, sorunu yalnızca şiddetlendirir.
Sonuç:
- Bazı kahve markaları küf içerebilirken, hazır kahvenin tiroid sağlığına zararlı toksinler içermesi muhtemeldir. Küf ve toksinler için test edilmiş kahve çeşitlerini arayın.
Adrenal Seviyemi İyileştirmek İçin Kahveyi Bırakmam Gerekir mi?
Adrenal yorgunluğa girmenin en hızlı yollarından biri uyku yoksunluğudur ve bu yorgunluktan kurtulmanın en yararlı müdahalelerinden biri de bol bol dinlenmektir! Kahve ve çaydaki kafein, olması gereken zamanda dinlenmemizi engelleyebilir ve bu, vücudumuzu dinlen ve sindir ayarı yerine savaş ya da kaç moduna sokabilir. Ayrıca, yüksek miktarda kafein alımı kortizol seviyelerini etkileyebilir.
Kafeinsiz çalışamıyorsanız ve sadece uyanık kalmak için günde birden fazla bardak içiyorsanız, bu adrenallerinizin tehlikeye girdiğinin ve yeniden dengelemenin faydasını görebileceğinizin bir işareti olabilir.
İnsanların kafeini aşırı kullandıkları için adrenal sorunları yaşadıklarını düşünürdüm ancak kafein bağımlılığının adrenal disfonksiyonun bir semptomu olduğunu ve temel neden olmadığını fark ettim.
Adrenal iyileşme protokolünün bir parçası olarak bir ay boyunca kafeini bırakmanızı tavsiye ederdim… ama sonra fark ettim ki zaten bitkin olan insanlardan, onlara enerjilerini destekleyecek araçlar sağlamadan kafeini bırakmalarını istemek, depresyonun şiddetlenmesine yol açabiliyor. Adrenal semptomlar bir protokolü izlemeye çalışırken en kararlı insanların bile “vagondan düşmesine” yol açabilir.
Adrenal Dönüşüm Protokolünü, önce vücuda enerji seviyelerini oluşturmak için ihtiyaç duyduğu şeyi vererek adrenalini yeniden dengelemek için geliştirdim. Böylece birkaç hafta içinde, muhtemelen kendinizi doğal olarak kafeine daha az bağımlı bulacaksınız ve isterseniz bırakabiliceksiniz de!
Sabah rutininize hemen uygulayabileceğiniz hızlı bir şey, sabahları ilk kafein fincanınızı 15-45 dakika geciktirmek (bu, adrenallerinizin sabah kendilerini yeniden dengelemeye başlamasını sağlar) ve son kafein alımınızı değiştirmektir. Genel kurallar, 21:00 veya 22:00 yatma saatiyle birlikte saat 15:00’ten sonra kafein alınmamasıdır.
Açık konuşmak gerekirse, sadece kafeini dışarıda bırakmak çoğu durumda adrenallerimizi iyileştirmez ve enerji üreten gıdaları dahil ederek adrenallerimizin sağlığını geri kazanmak için vücudumuzu dinlenme, enerji oluşturma ve duygusal denge gibi güvenlik sinyalleriyle, takviyeler ve etkinlikler ile yeniden doldurmamız gerekir..
Dinlenmenin yanı sıra, rahatlamanızı ve yoga, banyo, sanat eseri yaratma ve doğada zaman geçirme gibi keyifli aktiviteler yapmanızı öneririm. Vücudunuzu besinlerle (magnezyum, B vitaminleri, C vitamini ve elektrolitler gibi) beslediğinizden emin olun, kan şekerinizi dengeleyin ve adaptojen almayı düşünün.
Sonuç:
- Adrenallerinizi iyileştirmek için çalışırken kafeinden tamamen kaçınmanız gerekmez. Enerjinizi yedeklediğinizde, muhtemelen kafeine daha az bağımlı hale geleceksiniz.
Kahve, Östrojen Hakimiyetine Katkıda Bulunabilir mi?
Hormon dengesizlikleri Hashimoto’ya katkıda bulunabilir. Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlar üzerinde 2015 yılında yapılan bir araştırma, östrojen seviyeleri yüksek olan çalışma katılımcılarında daha fazla Hashimoto tiroiditi, yüksek tiroid uyarıcı hormon (TSH) ve yüksek tiroid antikorlarını gösterdi. Östrojen hakimiyeti, vücuttaki östrojen seviyeleri çok yüksek olduğunda veya progesteron seviyeleri çok düşük olduğunda ortaya çıkabilir. Bu nedenle östrojenin progesterona oranı yüksektir. Kahvenin denkleme girdiği yer burasıdır. Kafein adrenalleri etkileyebilir ve zamanla onların zayıflamasına neden olabilir. Adrenaller zayıf olduğunda, kortizol lehine daha az progesteron üretme eğilimindedirler. Bu genellikle östrojen baskınlığına yol açabilen düşük progesteron seviyelerine yol açar.
Aşırı östrojen hem adrenal hem de tiroid fonksiyonunu etkilediğinden, bu düzensiz bir geri bildirim döngüsüne neden olabilir. Bu iki organ zayıfladığında östrojen hakimiyeti daha da kötüleşir.
Östrojen ve adrenaller arasındaki bağlantıya ek olarak, östrojen baskınlığınız varsa kahvenin kendisi de sorun olabilir. Siyah, beyaz ve Asyalı kadınlarda kafein tüketiminin östrojen seviyeleri üzerindeki etkisini inceleyen 2012 tarihli bir araştırma, 200 miligramın (yaklaşık 2 fincan kahve) östrojen seviyelerini etkilediğini buldu. Asyalı kadınların östrojen seviyeleri yükselmişti. Siyah kadınların da yüksek östrojen seviyeleri vardı ancak bu istatistiksel olarak anlamlı değildi ve beyaz kadınlar aslında biraz daha düşük östrojen seviyeleri gördüler. Çalışma, genel olarak, çocuk doğurma çağındaki kadınlar arasında kafein tüketiminin östrojen düzeylerini etkileyebileceğini ve östrojenle ilişkili bozukluklar (endometriozis, osteoporoz ve bazı kanserler gibi) düşünüldüğünde dikkate alınması gerektiğini belirledi.
Perimenopoz, menopoz veya diğer progesteron eksikliği durumlarında olan kadınlar, ne kadar kafein tükettiklerini düşünmek isteyebilirler çünkü bu, progesterona kıyasla daha yüksek östrojen seviyelerine yol açabilir. Ayrıca östrojen, tiroksin bağlayıcı globülini ve kadınlarda tiroid hormonuna olan ihtiyacı artırır.
Östrojen baskınlığı belirtileri yaşıyorsanız veya östrojen seviyelerinizin yüksek olduğunu biliyorsanız, kafeini azaltmayı veya ortadan kaldırmayı denemeye değer olabilir. Aslına bakarsanız, en iyi arkadaşlarımdan biri olan Magdalena Wszelaki’ye göre östrojen baskınlığı olan kadınlar için en yararlı müdahalelerden biri kahveyi bırakmak. Overcoming Estrogen Dominance’ın yazarı bunu yapmak, kortizol seviyelerini düşürmeye, adrenalleri dengelemeye yardımcı olabilir ve kişinin östrojen progesteron oranını artırabilir diye belirtiyor.
Sonuç:
- Östrojen baskınlığı yaşadığınızı biliyor veya bundan şüpheleniyorsanız, semptomlarda herhangi bir iyileşme fark edip etmediğinizi görmek için kafeini (özellikle kahveyi) kesmeyi deneyin.
Kahveyi Kesmenin En İyi Yolu Nedir ve Önerdiğiniz Alternatifler Var mı?
Kafein yoksunluğunun belirtileri baş ağrısı, mide bulantısı, sinirlilik, ishal ve hatta kusmayı içerir ve kafeini hızlı bir şekilde ortadan kaldırırsanız daha belirgin olabilir.
Bunun yerine, dört haftalık bir süre boyunca %25 azaltma yöntemini öneriyorum. Yöntemi, popüler Adrenal Dönüşüm Programımın birçok katılımcısına yardımcı olduktan sonra Adrenal Dönüşüm Protokolü kitabımda paylaştım. Ben de sizin için bu yazıya dahil etmeye karar verdim. Umut ediyorum bu yardım eder. Yüzde 25 Azaltma Yöntemi:
- 1. Hafta – bir hafta boyunca normal kafein alımınızı %25 azaltın.
- 2. Hafta – bir hafta boyunca normal kafein alımınızı %50 azaltın.
- 3. Hafta – bir hafta boyunca normal kafein alımınızı %75 azaltın.
- 4. Hafta – normal kafein alımınızı %100 azaltın.
Lütfen dikkat: Hala yoksunluk baş ağrıları çekebilirsiniz. Magnezyum takviyeleri, Epsom tuzu banyoları, sıcak limon suyu ve bitkisel kahve ikamelerinin geçiş döneminde yardımcı olabileceğini buldum. Kafein yerine aşağıdakileri denemeyi düşünebilirsiniz:
- Sabah ilk iş ve gün boyunca sıcak limonlu su sizi herhangi bir çay veya kahveden daha iyi uyandıracaktır. Ayrıca mide asidinizi ve karaciğerinizin detoks yollarını desteklemeye yardımcı olacaktır.
- Yeşil meyve suyu, parçalanmış, kullanılabilir bir biçimde size bol miktarda besin ve enerji verecektir.
- Bitki çayları ve kafeinsiz kahve başka bir seçenek olabilir.
- Dandy Blend, tadı kahve gibi olan glütensiz bir bitkisel karışımdır. (Not: Arpa içermekle birlikte su özleri glütensizdir.)
- Rasa’nın adaptojenik kahve alternatif karışımları, adrenallerinizi zorlamak yerine beslemek için kalıcı enerji sağlayan harika lezzetli bitkilerle doludur. Yaygın alerjen içermezler -yalnızca organik, sürdürülebilir otlar ve hatta bir Otoimmün Paleo seçeneği bile vardır.
- MUD\WTR, sağlık artırıcı özellikleriyle bilinen çeşitli mantarları içeren ve enfes bir chai aromasına sahip bir mantar kahvesi alternatifidir.
- Four Sigmatic Mushroom Hot Cacao, mantar ve antioksidan açısından zengin ham çikolatanın kafeinsiz bir kombinasyonudur.
- Pique Çay Kristalleri temiz, sürekli enerji ve normal çay poşetlerinden altı kat daha fazla antioksidan sağlar. Bazı lezzetli, kafeinsiz bitkisel seçeneklere sahipler. Ayrıca, Reishi Sakinleştirici İksiri, bağışıklık sisteminizin savunmasını güçlendirmeye yardımcı olabilecek salgılayıcı IgA desteği sağlar.
- Bir sürahi arıtılmış suya doğranmış salatalık, çilek, limon ve/veya misket limonu eklenerek hazırlanabilen kaplıca suyu, susuzluğunuzu gidermenin eğlenceli bir yoludur.
Sonuç:
- Kafeini bırakın, yukarıda özetlediğim yüzde 25 yöntemini kullanın.
- Sabahları kahve ve kafeinin pek çok farklı alternatifi var. Favorinizi bulmak için birkaçını deneyin
Kahve Otoimmün Paleo Dostu mu?
Kahve çekirdeği teknik olarak bir tohumdur. Bu nedenle Otoimmün Paleo (AIP) diyeti ile kafeinsiz kahve bile menüden çıkar. Bununla birlikte, Otoimmün Paleo diyeti, vücudunuzu iyileştirmek için kapsamlı bir plan üzerinde çalışırken, reaktif gıdalarınızı keşfedeceğiniz ve vücudunuzun sindirilmesi zor çok sayıda proteinden kopmasına izin verdiğiniz bir eliminasyon diyeti anlamına gelir.
Otoimmün Paleo diyetinin 4-12 hafta kullanılması amaçlanmıştır ve ömür boyu sürecek bir diyet olması amaçlanmamıştır. Tohumlar, Hashimoto’da ki en az reaktif gıdalardan bazılarıdır. Bu nedenle çoğu insan kahveyi başarılı bir şekilde yeniden başlatabilir. Bununla birlikte, kahveye karşı hassas veya alerjiniz varsa, uzun vadede kahveden uzak durmak isteyeceksiniz.
Deneyimlerime göre, çoğu insan için diyet müdahaleleri muazzam miktarda iyileşme sağlayabilir ancak hepsini iyileştirmez. Bitkisel ve ek bazlı müdahaleler ve hatta zihin vücut müdahaleleri gibi enfeksiyonlara ve toksinlere yönelik protokoller kullanmaya da bakmamız gerekebilir !
Sonuç:
- Bir tohum olarak kahve, Otoimmün Paleo diyetinin menüsünde yer almaz ancak Otoimmün Paleo diyetinin ömür boyu sürecek bir diyet değil, kısa süreli bir protokol olduğunu unutmayın! [1]Controversy: Is Coffee Bad For Your Thyroid?
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | Controversy: Is Coffee Bad For Your Thyroid? |
---|