2023’te iklim krizini nasıl konuşacağız? Haberler, net sıfırdan biyoçeşitliliğe kadar çevrecilik jargonuyla dolu. Küresel ısınma yoğunlaştıkça, bu ortak kelime dağarcığı büyüyor.
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Climate Communication’ın Direktörü Uzman Susan Joy Hassol dil öğrenme platformu Babbel’e, iklim meseleleri hakkında konuşma şeklimizi açıklıyor. “Kelimeler önemlidir. Çünkü algılarımızı, inançlarımızı ve davranışlarımızı şekillendirebilirler. Politika alanında, kararları ve eylemleri yönlendirirler.”dedi.
“İklim değişikliğiyle mücadele çabalarında, halkı meşgul etmek ve politikaları her düzeyde hızlı bir şekilde hareket ettirmek için dili olabildiğince etkili kullanmamız önemlidir. Çünkü başarısızlık bir seçenek değildir.”
Peki 2023’te neleri konuşacağız?
2023’te Dikkat Edilmesi Gereken İklim Değişimi Terimleri
Hassol, gelecek yıl boyunca yaygın olarak kullanılmasını umduğu üç terimin altını çizdi.
1. Doğal Olmayan Afetler (Unnatural Disasters)
Kasırgalar, tsunamiler, şiddetli fırtınalar ve çığlar gibi ‘doğal’ felaketler, insan kontrolünün ötesinde görünüyor. Ancak 21. yüzyılda, bazı aşırı olaylar hiç de “doğal” değildir. Bunun yerine, iklimin insan tarafından değiştirilmesiyle hızlandırılır (hatta doğrudan kaynaklanır). Bu yılın başlarında 1.700’den fazla kişinin ölümüne ve 7.9 milyon kişinin yerinden olmasına neden olan yıkıcı Pakistan selleri bunun bir örneğidir.
Küresel ısınma, atmosferde daha fazla nem, yani daha fazla yağış demektir. Buna karşılık, bu, aşırı ısı nedeniyle sert bir şekilde kavrulan zeminlere yağmur olarak düşer – yani emmez. Pakistan’daki 2022 muson yağışı, 30 yıllık ortalamanın yaklaşık yüzde 190 üzerindeydi.
Pakistan’ın iklim değişikliği bakanı Sherry Rehman bu bağlantıyı çok net bir şekilde çizdi. “İnsanların bunların doğal afetler olduğunu söylediğini duyduğumda irkiliyorum. Bu tam olarak Antroposen çağı: Bunlar insan yapımı felaketler” dedi.
2. Karbon Gölge (Carbon Shadow)
Karbon ayak izi terimi – bir kişinin sorumlu olduğu toplam emisyon – iyi bilinmektedir. Ancak ilk olarak BP gibi petrol şirketleri tarafından, emisyonlarla mücadele sorumluluğunu bireye kaydırmanın ve küresel ısınmayı durdurma mücadelesini apolitikleştirmenin bir yolu olarak popüler hale getirildi. Dünyanın en büyük kirleticilerinden biri olan BP, ilk kez 2004 yılında bir ‘karbon ayak izi hesaplayıcısı’ ortaya çıkardı.
Bireyler iklim değişikliğine katkıda bulunur – ancak bunu yapmalarının tek yolu emisyonlar değildir. Diğer değişkenler arasında nasıl oy kullandıkları, iklim aktivizmine katılıp katılmadıkları ve paralarını nereye harcayıp yatırdıkları yer alıyor. ‘Karbon gölgesi’, kişisel tüketimin ötesindeki faktörleri kapsayan daha kapsamlı bir terimdir. Bu şekilde, ‘karbon ayak izi’nden daha sistemiktir.
3. Isı Tutma Kirliliği (Heat Trap Pollution)
Hassol, “karbon emisyonlarının” yerini “ısıyı hapseden kirlilik” teriminin alacağını umuyor.
İklim değişikliğini içgüdüsel ve tehlikeli bir şeyle ilişkilendiren yeni terim, şu anda acıya neden olsa da genellikle çok uzaklarda ya da gelecekte ortaya çıktığı görülen bir soruna daha yakınlık getiriyor. Babbel’de bir dil uzmanı olan Todd Ehresmann, bu aciliyet ve basitlik çağrısını yineliyor.
“İklim kriziyle ilgili konuşmaların bilimsel araştırmalarla çok yakından bağlantılı olması nedeniyle, konuyla ilgili tartışmalarda genel halk için daha az erişilebilir olabilen karmaşık terminoloji kullanılabilir” dedi.
“Örneğin vurgulamak istediğiniz bilimsel olgunun görsel bir resmini doğrudan çizmek için metaforlar kullanarak krizi sindirilebilir bir şekilde iletmek, mesajın herkes için net olmasını sağlamak için yararlı bir araçtır.” Aynı dilsel kayma, “iklim değişikliğinden” “iklim krizine” geçişe neden oldu, diye ekledi. “Durumun gelişen aciliyetine uyum sağlamak için dilin güncellenmesi zorunludur” dedi. [1]From unnatural disasters to climate shadow: How will we talk about climate change in 2023?
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
| ↑1 | From unnatural disasters to climate shadow: How will we talk about climate change in 2023? |
|---|
