Tıbbın ve Lezzetin Sırrı: Tıbbi ve Aromatik Btikiler

Benzer İçerikler

Geçmişten günümüze kadar insanlar;  yaralarını iyileştirmek ve hastalıklarını tedavi etmek için bitkilerden faydalanmışlardır. M.Ö. 5000’li yıllarda insanların tedavilerde kullandığı 250 adet bitkinin var olduğu saptanmıştır. Hititler, Mısırlar, Sümerler, Asurlar ve Mezopotamyalılar yıllarca bitkilerle tedavi yoluna gitmişler. Zamanla ilaçların üretime girmesi tıbbi aromatik bitki kullanımında azalmaya neden olmuştur. 1900’lü yıllardan sonra, insanların sentetik ilaçların yan etkilerini keşfetmesiyle ve yiyecek ve içeceklerde bulunan sentetik maddelerin insan sağlığına verdiği zararların bilincine varmasıyla doğal ürünlere olan talep artış göstermiştir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler günümüzde; gıda, kozmetik, boya, tekstil, ilaç, tarım gibi bir çok alanda kullanılmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre bitkilerin tedavi amaçlı kullanımı değişiklik göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde insanların %80’i bitkisel ürünlerle tedavi olmaktadırlar. Orta Doğu, Asya ve Afrika’daki bazı ülkelerde bu oran %95’e kadar çıkmaktayken; gelişmiş ülkelerde ise bu oran daha da azalmaktadır. Örneğin Almanya’da bu oran %40-50 dolaylarında, ABD’de %42, Avustralya’da %48 ve Fransa’da ise %49’dur.

Türkiye zengin bir floraya sahip olması nedeniyle oldukça fazla bitki türünü bünyesinde barındırmaktadır. Ülkemiz zengin florasıyla (belirli bir bölge veya ülkede yetişen bitki çeşidi) çok sayıda tıbbi ve aromatik bitkiyi bünyesinde barındırmaktadır. Bitkilerin çeşitli kısımlarından ve bu kısımlardan elde edilen maddelerin dahili veya harici olarak hastalık tedavisinde kullanılmasına yarayan bitkilere tıbbi bitki denmektedir. Bu bitkiler günümüzde hastalık tedavileri dışında fitoterapi, eczacılık, gıda, baharat, kozmetik, boya, ziraat gibi alanlarda da kullanılmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerle elde edilen bitkisel ilaçların üç çeşidi mevcuttur: İşlenmemiş, işlenmiş ve herbal (şifalı ot) ürünleri. Kullanım alanları oldukça geniş olan bu bitkileri, familyalarına, kullanılan organlarına, içeriğinde bulunan etken maddelerine, tüketimine, kullanımına ve farmakolojik etkilerine göre gruplandırabiliriz.

Dünya’da 50000-70000 arasında bitki türü tıbbi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde ise 11000 adet bitki türünden 500 kadarı tıbbi amaçlı kullanılmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin üretimi ve kullanımı dünya genelinde artmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin üretimi ve kullanımındaki gelişmelere baktığımız zaman, 20. yy. başındaki sosyo-politik olaylar, teknolojik gelişmeler, bitkisel ilaç kullanımında azalmaya sebebiyet vermiştir. 1930-1940’lı yıllarda sentetik ilaç üretimlerinde artış olmuştur.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan sosyo-ekonomik değişiklikler, sentetik ilaç eldesi ve endüstriyel alanda ilerlemeler kaydeden batılı ülkelerde 1970’ lerin sonuna kadar bitkilerin tıbbi alanda kullanımında azalmalar olmuştur. Yüzyılın başlarında bitkisel ilaç kullanımı %40’ ın üzerindeyken, 70’li yılların ortalarına doru bu oran %5’ in altına inmiştir. 1980’li yıllardan sonra insanların sağlık alanında bilgi sahibi olmaları, kimyasalların etkilerinden korunma çabaları, doğal ve organik ürünlere olan taleplerdeki artış tıbbi aromatik bitkilerle
tedaviyi yeniden gündeme getirmiştir.

Gelişmiş ülkeler bu talepler karşısında bitkilerle tedavi konusunu yeniden ele almış ve çalışmalar başlatmıştır. Tıbbi aromatik bitkiler bu doğrultuda güvenilir şekilde kültüre alınmış, üretimde artış sağlanmış ve halkın kullanımına sunulmuştur. Kozmetik firmaları tıbbi bitkiler içeren ürünler oluşturmuş, kilo artışı ve yaşlanma gibi birçok üründe bu bitkiler
kullanılmıştır. Günümüzde de tıbbi aromatik bitkiler oldukça fazla önem arz etmekte ve bir çok alanda kullanılmaya devam edilmektedir. Bilindiği üzere tıpta kullanılan ilaçların %80’i bitkilerden elde edilen fenolik bileşiklerden elde edilmiştir.

Şimdi de biraz bitkilerin tedavi alanında kullanımı hakkında bilgi sahibi olalım. Bitkisel tedavi yöntemlerine günümüzde ‘alternatif tıp veya fitoterapi’ adı verilmektedir. Fitoterapi terimini ilk kez kullanan Fransız doktor Henri Lenclerc’ tir. Etken maddeleri inceleyen Farmakognozi’nin bitkisel içerikli tedavinin, sentetik ilaçlara oranla daha uygun fiyata ve daha az yan etkiyle insanlara daha faydalı olacağını desteklemesiyle fitoterapinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Bitkilerin çeşitli organları taze veya kurutulmuş halde kullanılmaktadır. Bu bitkilerin fayda sağlayıp sağlamadığına gözlemleyerek karar verilmiştir. Tahmini olarak 2000 yıl kadar önce yaşamış bir tabiat bilgininin söylediği ”Her derdin bir bitkisel devası vardır, mesele onu bulmaktır” sözü günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.

Bitkisel ilaç çeşitleri ise tıbbi amaçlı kullanılan çaylar…  Galenik preparatlar: Alkola, ekstre, eliksir, hidrola, pomat ve tentür.  Hazır ilaçlar: Banyo, bitki özü, gargara, injeksiyon, kompres, krem, lapa, lavman, losyon, parfüm, sargı, solüsyon, süt, şampuan, şurup, toz, tütsü, yağ ve yakıdır. Tıbbi amaçlı kullanılan çaylar da yine tıbbi bitkilerden geçmektedir.
Fitoterapi alanının uygulama yöntemlerinden olan tıbbi çaylar, tek başına veya birkaç tane drogun birlikte hazırlanmasıyla elde edilen koruyucu ve tedavi edici özellikleri bulunan sulu bitkisel preparatlardır. Bitkisel çayların güzel tat ve aromalarının yanı sıra iyileştirici etkilerinden dolayı tüketiminde artış meydana gelmektedir. Günümüzde bu amaçla kullanılan bitki sayısı oldukça fazladır.

Ülkemizde bu anlamda en çok adaçayı, ahududu, anason, biberiye, dağ çayı, ekinezya, elma, fesleğen, ıhlamur, ısırgan, kekik, kuşburnu, melisa, nane, papatya, rezene, sinameki ve tarhun gibi bitkilerden elde edilen çaylar tüketilmektedir. Genelde bu çaylar infüzyon, dekoksiyon ve maserasyon yöntemleriyle elde edilmektedir. Bitkisel çayların; antiaging, antiaterojenik, antienflamatuvar, antikanserojen, antimikrobiyal, antioksidan ve kalp koruyucu etkileri olduğu bilinmektedir. Yapılmış olan çalışmalarda, bitki çaylarının antioksidan etkilerinin yüksek olduğu tespit edilmiş ve bunun bitkilerdeki yüksek fenolik maddelerden kaynaklandığı saptanmıştır. Örneğin böbrek taşı için altınotu, at kuyruğu, kabızlık için keten tohumu, zayıflama için biberiye, yeşil çay, zencefil, zerdeçal, uyku bozukluğu için anason, çuha çiçeği ve yorgunluk için de ada çayı, biberiye, meyan kökü çayları tavsiye edilmektedir. (Gebeler ve sağlık sorunları olan kişiler doktor gözetimi altında tüketmelidir.)

Tıbbi ve aromatik bitkiler gıda amaçlı da kullanılmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin en yaygın kullanım şekillerinden birisi de baharatlardır. Geçmişten günümüze insanlar çeşitli özelliklerinden faydalanmak için baharatları kullanmışlardır. Baharatlar, Türk Gıda Kodeksi Baharat Tebliği’nde (Tebliğ No: 2013/12) şöyle tanımlanmıştır: “Çeşitli bitkilerin tohum,
tomurcuk, çekirdek, meyve, çiçek, kabuk, kök, gövde, rizom, yumru, yaprak, sap, soğan gibi kısımlarının kurutulup bütün halde ve/veya ufalanması ve/veya öğütülmesi ile elde edilen gıdalara renk, tat, koku ve lezzet vermek için kullanılan ürünlerdir.” Baharatların verdiği lezzetin yanı sıra koruyucu etkisi de bulunmaktadır. Örneğin, sucuk, pastırma gibi ürünlerde kullanılan baharatlar hem lezzet katmaktadır hem de koruyucu etki göstermektedir. Ayrıca bazı baharatlar, iştah açıcı ve sindirimi kolaylaştırıcı etkiye de sahiptir.

Tıbbi aromatik bitkilerin çoğu doğadan toplama yolu ile elde edilmektedir. Ülkemizde uzun yıllardır haşhaş, kimyon ve safran üretimi yapılmaktadır. Daha sonra bu bitkilerin yanı sıra anason, çörek otu, kekik, kırmızıbiber, nane ve rezenenin de üretimi yapılmaya başlanmıştır. Ülkemizde üretimi en çok yapılan baharatlardan tıbbi aromatik bitkilere ait ürünler gıda takviyesi olarak da kullanılmaktadır. Gıda takviyeleri Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği’ndeki (Tebliğ No:2013/49) tanımlamaya göre; “Normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla, vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, lif, yağ asidi, amino asit gibi besin öğelerinin veya bunların dışında besleyici veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddeler, biyoaktif maddeler ve benzeri maddelerin konsantre veya ekstraktlarının tek başına veya karışımlarının kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampul, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanarak günlük alım dozu belirlenmiş ürünlerdir.” Yani bitkisel ürünlerin gıda takviyesi olarak kabul edilebilmesi için, aminoasit, vitamin ve mineral içermesi ve kullanılan bitkideki
bir ya da birkaç kimyasal maddenin saflaştırılması gerekmektedir. Böylece bunlardan elde edilen kapsül, ilaç veya şuruplar kabul edilebilir hale gelmektedir.

Gün geçtikçe piyasada gıda takviyesi ürünlerin sayısı artmaktadır. Bu durumda bu ürünlere ve içeriklerine olan güven azalmaktadır. Yararları kadar zararları da olan bu ürünlerin denetimlerinin iyi yapılması gerekmektedir. Piyasada toksik etki göstermeyen ve insan sağlığını tehdit etmeyen bu ürünlerin oranının yalnızca % 2,5 olduğu yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Parfümeri sektöründe de oldukça rağbet gören tıbbi aromatik bitkiler bitkilerden elde edilen yağların belirli oranlarda karıştırılarak alkol içerisine alınıp kalıcı hale getirilmesiyle oluşturulmaktadır. İnsanlar zararlı etkileri olduğu bilinen petrol türevleri içeren parfümlerden uzaklaşıp doğal olanlarını aramaya yönelmişlerdir. Bitkilerden parfüm eldesinde bitkilerin çeşitli kısımları kullanılmaktadır. Bunlar; odunları, gövde ve kök kabukları, meyve kabukları, meyveleri, çiçekleri, kök, rizom ve soğanları, tohumları, yaprakları ve resinleridir.

Tıbbi aromatik bitkilerin kullanım alanları oldukça geniştir. Bu bitkilerin geçmişten günümüze hayatımızın her alanında kullanıldığı yapılan birçok çalışma ile belirtilmiştir. Bu bitkileri en çok çay olarak ve kozmetik alanında kullanmaktayız. Bu konuda yapılan çalışmalar tıbbi ve aromatik bitkilerin önemini vurgulamaktadır. Bu çalışmanın gelecekte tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda yapılacak çalışmalara kaynak oluşturabileceği ve bu konuda yeni fikirlerin ortaya çıkmasına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. [1]V. Acıbuca and D.B. Budak, “Dünya’da ve Türkiye’de Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi,” Çukurova Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi., vol. 33, no. 1, p. 37-44, 2018.[2]Ş. Türkan, H. Malyer, S.Ö. Aydın and G. Tümen, “Ordu İli ve Çevresinde Yetişen Bazı Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri,” Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü … Continue reading[3]https://www.baka.org.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU5ARALiK.pdf [Accessed: 17-Nov-2018].[4]Ö.V. Bayraktar, G. Öztürk and D. Arslan, “Türkiye’de Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Üretimi ve Pazarlamasındaki Gelişmelerin Değerlendirilmesi,” Tarla Bitkileri Merkez Araştırma … Continue reading[5]A. E. Hakverdi and N. Yiğit, “Yozgat-Akdağmadeni Yöresinde Bulunan Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkiler,” Bartın Orman Fakültesi Dergisi., vol. 19, no. 2, p. 82-87, 2017.[6]V. Gül, “Rize Yöresine Ait Tıbbi ve Aromatik Bitkilere Genel Bir Bakış,” Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi., vol. 4, no. 4 97-107, 2014.[7]R. Toker, M. Gölükcü and H. Tokgöz, “Tıbbi Ve Aromatik Bitkilerin Gıda
Sanayisinde Kullanım Alanları,” Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi., vol. 4, no. 15, p. 54-59, 2015.
[8]E. Bayram, S. Kırıcı, S. Tansı, G. Yılmaz, O. Arabacı, S. Kızıl and İ. Telci, “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Üretiminin Arttırılması Olanakları,” in Ziraat Mühendisleri Odası 7. … Continue reading[9]S. Aytaç and Ç. Yiğen, “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Önemli Kullanım Alanları,” III. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu, 2016.[10]Öne çıkarılan görsel

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Kaynaklar ve İleri Okuma
1 V. Acıbuca and D.B. Budak, “Dünya’da ve Türkiye’de Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Yeri ve Önemi,” Çukurova Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi., vol. 33, no. 1, p. 37-44, 2018.
2 Ş. Türkan, H. Malyer, S.Ö. Aydın and G. Tümen, “Ordu İli ve Çevresinde Yetişen Bazı Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri,” Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi., vol. 10, no. 2, p. 162-166, 2006.
3 https://www.baka.org.tr/uploads/1357649536TiBBi-VE-AROMATiK-BiTKiLER-SEKTOR-RAPORU5ARALiK.pdf [Accessed: 17-Nov-2018].
4 Ö.V. Bayraktar, G. Öztürk and D. Arslan, “Türkiye’de Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Üretimi ve Pazarlamasındaki Gelişmelerin Değerlendirilmesi,” Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi., vol. 26, no. 2, p. 216-229, 2017.
5 A. E. Hakverdi and N. Yiğit, “Yozgat-Akdağmadeni Yöresinde Bulunan Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkiler,” Bartın Orman Fakültesi Dergisi., vol. 19, no. 2, p. 82-87, 2017.
6 V. Gül, “Rize Yöresine Ait Tıbbi ve Aromatik Bitkilere Genel Bir Bakış,” Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi., vol. 4, no. 4 97-107, 2014.
7 R. Toker, M. Gölükcü and H. Tokgöz, “Tıbbi Ve Aromatik Bitkilerin Gıda
Sanayisinde Kullanım Alanları,” Türkiye Tohumcular Birliği Dergisi., vol. 4, no. 15, p. 54-59, 2015.
8 E. Bayram, S. Kırıcı, S. Tansı, G. Yılmaz, O. Arabacı, S. Kızıl and İ. Telci, “Tıbbi
ve Aromatik Bitkiler Üretiminin Arttırılması Olanakları,” in Ziraat Mühendisleri Odası 7. Teknik Kongresi, 2010.
9 S. Aytaç and Ç. Yiğen, “Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Önemli Kullanım Alanları,” III. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu, 2016.
10 Öne çıkarılan görsel

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler