Geleneksel protezlerin, sıkı bir kompresyon kabı aracılığıyla kişinin uzuvlarına yapışması gerekir. Bu tarz protezler rahatsız ve acı verici bulunarak insanların bunları kullanmayı bırakmalarına neden olurlar. Son 7 yıldır İsveç’teki araştırmacılar, bir uzvunu kaybetmiş insanların yaşamlarını büyük ölçüde iyileştirebilecek, zihin kontrollü yeni bir protez kol türü üzerinde çalışıyorlar.
Kol protezinin, cerrahi olarak kemiğe, kaslara ve sinirlere tutturulduğu osseointegrasyon adı verilen bir işlemle implante edilmesi planlanıyor. Bu teknoloji beyin sinyallerini alan ve insanların yeni uzuvları sezgisel ve doğal bir şekilde hareket etmelerine, hissetmelerine ve kullanmalarına izin veren implante elektrotları içerir.
New England Journal of Medicine’de yayınlanan yeni bir raporda, yeni protezin etkinliğini değerlendirildi, çeşitli kişisel ve profesyonel etkinliklerde günlük olarak başarıyla kullanılabileceği bulundu. Bu gelişme, uzun süredir sınırlı protez seçenekleri olan ampüteli bireyler için büyük bir kazanç.
Yale Medicine plastik ve rekonstrüktif cerrah ve üst ekstremite uzmanı James Clune, “İsveç’ten gelen osseointegre implantlar oldukça inanılmaz ve protez kullanımını çok daha rahat kullanılabilir hale getirdiler çünkü çoğu kullanıcının geleneksel ve miyoelektrik protezlerle kullanmak zorunda kaldığı kompresyon kabının rahatsızlığına çözüm buluyor” dedi.
Çalışma
İsveçli araştırmacılar, 3 ila 7 yıl boyunca zihin kontrollü osseointegre implantı kullanan dört kişiyi takip ettiler. Çalışmanın baş araştırmacısı, Chalmers Teknoloji Üniversitesi Doçent Doktoru Max Ortiz Catalan’a göre, bu sayede ilk defa implant elektrotlarıyla çalışan biyonik bir kol evdeki insanlardan bağımsız, yardımlarına ihtiyaç duyulmadan kullanıldı. Bu nedenle, uzun vadeli kullanım ve protezin işlevselliği hakkında birçok soru soruluyordu.
Teknoloji laboratuvarda kapsamlı bir şekilde araştırılmıştı, ancak araştırmacılar bunları gerçek hayatta test etmek istiyorlardı. Healthline’a verdiği ifadede Catalan, “İnsanlar tarafından gerçek hayatta kullanıldığında bu protezlerin güvenli olduğunu kanıtlamanız gerekiyor.” dedi. Araştırma ekibi, bu protezi insanların kişisel ve mesleki faaliyetlerinde de gün boyu etkili bir şekilde kullanabileceklerini buldu.
Catalan, “Çalışmamızın başlıca sonucu, implante elektrotların kullanımının hastalar tarafından günlük hayatlarında, kontrollü ortamlar dışında veya sürekli denetlenen ortamlarda kullanılabilir olduğuna dair kontrol sağlamış olmamızdır.” dedi. Çalışmaya katılanlardan biri olan ve iş kazasında bir kolunu kaybeden 46 yaşındaki Rickard Normack, yeni protezini anlattığı bir videoda geleneksel kol protezinden hiçbir zaman memnun olmadığını söyledi.
Sonunda zihin kontrollü osseointegre bir protez aldığını ve bunun hayatını daha iyi yönde değiştirdiğini söyledi Normack, “Genellikle geleneksel bir kol protezine sahip olduğunuzda protez taktığınızı hissedersiniz, bu tıbbi bir cihazdır. Ancak osseointegrasyon tıbbi cihazı sizin bir parçanız haline gelir. Protez taktığınızı hissetmezsiniz, sizin bir parçanız olur,” dedi. Programa katılan 47 yaşındaki Magnus Niska, yeni proteziyle her şeyi yapabileceğini ve kendisininmiş gibi hissettiğini söylüyor.
Geleneksel Protezlerle Kıyaslandığında Bu Teknoloji Nasıl Çalışır?
Bu implant, kalan uzvun kemiğinin içine osseointegrasyon yoluyla takılır ve bu da iskelet boyunca prostetik kolun takılabileceği en son yere kadar uzanır. Ardından elektrotlar hastanın sinirlerine ve kaslarına implante edilir. Bu elektrotlar bir sinyal (örn. Bir kişi parmağını hareket ettirmek istediğinde), prostetik uzuvlara ne yapacaklarını söyleyen bir yapay zeka algoritması yoluyla çalışır: Parmağınızı hareket ettirin. Parmak hareket eder. İsveç’teki araştırmacılar bu süreci “sezgisel kontrol” olarak adlandırıyorlar.
Yale Medicine’de plastik ve rekonstrüktif el cerrahı olan Dr. Adnan Prsic’e göre, bu teknolojinin güzelliği çift yönlü olmasıdır. “Parmak hareket ettikten veya bir şeye dokunduktan sonra, bu sinyal daha sonra sinirlerin etrafına sarılı sensörlere geri gönderilir. Sinirler bu sinyali alır ve beyne gerçekçi ve anında bir dokunma ‘hissi’ yaratan sinyaller gönderir.” Prsic, “Bu, hastanın ekstremitesinin gerçek bir uzantısıdır” diye ekledi.
Geleneksel Protezlerin Çalışma Yöntemi
Ampüte olmuş bireyler arasında geleneksel olarak kullanılan birkaç protez türü vardır. Kasnaklar ve kablolardan oluşan bir sistem üzerinde çalışan ve vücuttan güç alan bir sahte uzvun yanı sıra yalnızca kozmetik amaçlarla kullanılan işlevsiz bir uzuv da vardır. Osseointegre uzuvlar var, ancak şu anda yaygın olarak bulunanlar beyinle çalışan teknolojiye sahip değiller.
Miyoelektrik protezlerde, kalan uzvun üzerine çekilmiş ve özelleştirilmiş bir soket kullanılmaktadır. Prsic, yeni zihin kontrollü osseoentegre protezler gibi, miyoelektrik protezlerin de zihin kontrollü olduğunu söylüyor. Beyin, sinirlere ve kaslara bir elektrik sinyali gönderiyor ve bu sinyal daha sonra proteze aktarılıyor.
Prsic, aralarındaki başlıca farkın, miyoelektrik protezlerinde kullanılan elektrik sensörlerinin dış soketinin cilde tutturulduğunu ancak yeni akıl kontrollü osseointegre protezlerin kablolarının deri altında olması olduğunu söylüyor. Geleneksel protez uzuvlar rahatsız edici ve ağrılı olabilirler. Çoğu insanlar bu yüzden onları kullanmak istemezler.
Prsic, “Elektrik bileşenleri ve teknolojisi artık daha kompakt ve verimli olduğu için mühendislik ve tasarım alanındaki ilerleme büyük bir fark yarattı,” dedi. “Ayrıca, hafif ve sağlam malzemeler protezlerin büyüklüğünü ve ağırlığını değiştirdi ve bu da onu en küçük hastalarımız için bile kullanıcı dostu hale getirdi.” Dedi.
ABD’de Yaygın Olarak Bulunabilecek Mi?
Clune, “Asıl mesele bu teknolojinin burada, ABD’de, kullanılıp kullanılmayacağı değil, ne zaman kullanılacağı” diyor. Yakın gelecekte zihinle çalışan osseointegrasyon protezlerinin daha yaygın kullanıldığını görmeyi umuyor. Ancak Clune, gelişmiş zihin kontrollü uzuvları piyasaya sunmanın önündeki en büyük engellerden birinin maliyet olduğunu belirtiyor.
“Vücuda bağlı çalışan bir uzuv ile osseointegre harici güç verilerek çalışan bir uzuv arasındaki maliyet farkı çok fazladır. Bu nedenle, osseointegre uzuvları ABD’de piyasaya sunmak için çetin bir mücadele var” dedi Clune. Johns Hopkins Medicine ve Chicago Üniversitesi dahil olmak üzere birçok üniversite şimdiden kendi zihin kontrollü protezlerini geliştirdi ve test etmeye başladı.
Yale’de doktorlar ve bilim insanlarından oluşan bir ekip, kalan uzuvdaki sinirleri yeniden bağlamaya odaklanan bir uzuv ampütasyon programı oluşturdu. Clune, “Hasta şu anda gelişmiş bir proteze sahip olamasa bile uzuvlarındaki sinirleri, gelecekte gelişen teknolojileri kullanabilmek için şimdiden cerrahi olarak hazır olacaktır” dedi.
Prsic, teknolojinin ilerlemeye devam edeceğini ve protez üretimindeki eksiklerin tamamlanacağını ve önümüzdeki yıllarda daha erişilebilir hale geleceğini umuyor. Prsic, “Osseointegre olsun ya da olmasın miyoelektrik teknolojisinin, yalnızca çok para ödeyenler için değil, ihtiyaç duyan herkes için uygun fiyatlı ve yaygın olarak kullanılabilir hale gelmesini umuyorum” dedi.
Sonuç
İsveçli araştırmacılar, bir uzvunu kaybetmiş insanların yaşamlarını büyük ölçüde iyileştirebilecek, zihin kontrollü yeni bir protez kol üzerinde çalışıyorlar. Kullanılan teknoloji, beyin sinyallerini alan ve insanların yeni uzuvlarını sezgisel, doğal bir şekilde hareket ettirmelerine, hissetmelerine ve kullanmalarına izin veren implante elektrotları içerir; kişi parmağını hareket ettirmek isterse protez parmak hareket eder. Bu teknolojik gelişme, bir uzvunu kaybetmiş, rahatsız edici ve ağrılı olsa da kullanmak zorunda olan insanlar için büyük bir kazanç olarak görülüyor. [1]The Future of Prosthetics Might Be in This Mind-Controlled Bionic Arm
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | The Future of Prosthetics Might Be in This Mind-Controlled Bionic Arm |
---|