RIKEN Ulusal Hesaplamalı Bilimler Merkezi tarafından yönetilen bir proje kapsamında araştırmacılar, ani sağanak gibi hava olaylarının hava sistemindeki belirli değişkenlerde küçük ayarlamalar yaparak potansiyel olarak değiştirilebileceğini göstermek için bilgisayar simülasyonlarını kullandılar. Bunu, kaos teorisinde “kelebek etkisi” olarak bilinen, bir sistemin iki durumdan birine sahip olabileceği -bir kelebeğin kanatları gibi- ve belirli koşullardaki küçük değişikliklere bağlı olarak iki durum arasında gidip gelmesinden yararlanarak yaptılar.
Gözlemsel verilerin simülasyonlara dahil edildiği süper bilgisayar tabanlı simülasyonlar ve veri asimilasyonu gibi yöntemler sayesinde hava durumu tahminleri yüksek doğruluk seviyelerine ulaşmışken, bilim insanları uzun süredir havayı kontrol edebilmeyi umuyorlardı. Bu alandaki araştırmalar, şiddetli yağmur ve fırtına gibi daha ekstrem hava olaylarına yol açan iklim değişikliği nedeniyle daha da yoğunlaşmıştır.
Şu anda hava modifikasyonu için yöntemler var ancak pek başarılı oldukları söylenemez. Atmosferi yağmura neden olacak şekilde tohumlamak kanıtlandı, ancak bu durum eğer atmosfer zaten yağmur yağabilecek bir durumda olduğunda mümkün. Jeomühendislik projeleri tasavvur edilmiş, ancak ne gibi öngörülemeyen uzun vadeli etkileri olabileceğine dair endişeler nedeniyle gerçekleştirilmemiştir.
Umut verici bir yaklaşım olarak; RIKEN ekibinden araştırmacılar sağanak yağmur gibi hava olaylarını hafifletmek, gerçekçi olasılıklar yaratmak için kaos teorisine başvurdular. Spesifik olarak, modern kaos teorisinin kurucularından biri olan matematikçi ve meteorolog Edward Lorentz tarafından önerilen ve kelebek etkisi olarak bilinen bir fenomene odaklandılar. Esasen bu, bir kelebeğin kanatlarına benzeyen iki yörüngeden birini benimseyebilen ancak sistemdeki küçük dalgalanmalara bağlı olarak yörüngeleri rastgele değiştirebilen bir sistemi ifade eder.
Çalışmayı gerçekleştirmek için, RIKEN ekibi “doğanın” kendisinin kontrolü olarak hizmet etmek üzere bir hava durumu simülasyonu çalıştırdı ve daha sonra konveksiyonu tanımlayan bir dizi değişkende küçük varyasyonlar kullanarak başka simülasyonlar yaptı – Örneğin, ısının sistem içinde nasıl hareket ettiğini gösteren simülasyonlar vb-. Ve çeşitli değişkenlerdeki küçük değişikliklerin birlikte, belirli bir süre geçtikten sonra sistemin belirli bir durumda olmasına yol açabileceğini keşfettiler.
Ekibi yöneten RIKEN Hesaplamalı Bilim Merkezi’nden Takemasa Miyoshi’ye göre, “Bu, havanın kontrol edilebilirliği konusunda araştırma yapmanın yolunu açıyor ve ileride hava kontrol teknolojisine ön ayak olabilir. Eğer gerçekleştirilirse; bu araştırma iklim değişikliği ile artan aşırı rüzgar fırtınalarını, sağanak yağışlar ve tayfunlar gibi riskleri önlememize ve hafifletmemize yardımcı olabilir.”
“Önceki öngörülebilirlik çalışmalarında kullanılan gözlemleme sistemi simülasyon deneylerine dayanarak, gerçek değerlerin (doğanın) değişemeyeceği varsayımına dayalı olarak tahmin edilebilirliği araştırmak için bir deney tasarlayabildik, bunun yerine nelerin değiştirilebileceği (kontrol edilecek nesne) fikrini değiştirebildik.”
Geleceğe bakarak, “Bu durumda yeni bir teori geliştirmek için ideal bir düşük boyutlu model kullandık ve gelecekte havanın olası kontrol edilebilirliğini incelemek için gerçek hava durumu modellerini kullanmayı planlıyoruz” diyor.
Nonlinear Processes of Geophysics’te yayınlanan çalışma, Moonshot Ar-Ge Millennia programının bir parçası olarak yapıldı ve yeni Moonshot hedef #8’e katkıda bulundu.[1]“Chaos theory provides hints for controlling the weather” https://www.sciencedaily.com/[2]Öne çıkarılan görsel : www.wikimedia.org/
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | “Chaos theory provides hints for controlling the weather” https://www.sciencedaily.com/ |
---|---|
↑2 | Öne çıkarılan görsel : www.wikimedia.org/ |