Dünyayı Sen mi Kurtaracaksın?

Günlük hayatta çevresel hassasiyet gösteren biri iseniz, değişmeyen bir soru ile her zaman karşı karşıyasınızdır: “Dünyayı sen mi kurtaracaksın?” Bu soruya yılgın bir iç çekişle cevap veriyorsanız, bu durumdan belli ki hoşnut değilsiniz. Belki de kendinizi yeterince ifade edemeyeceğiniz düşüncesi sizi korkutuyor. Bu yazı başınız dik bir şekilde “Evet, ben kurtaracağım.” diyebilmeniz için yazıldı.

Her geçen gün etkisini arttıran Küresel İklim Değişimi, hayatlarımızın gidişatının pek de doğru olmadığının en aşikar belirteci. Çevreye karşı sorumluluk hisseden, doğanın bizlere atalarımızdan miras değil torunlarımızdan emanet olduğu düşüncesine sahip her insan; bu gidişata dur demek için kolları sıvadı, sıvamaya da devam ediyor. Çıktıkları bu yolda karşılaştıkları en aşılmaz engel ise çevre değil, aksine fikirler… Mücadelesi küçümsenen insanlar, bu yolda yürümekte zorlansa da umut kırıntıları ile birlikte ağır aksak yürümeye devam ediyor. Çünkü onlar biliyorlar ki: “Bir insan değişirse dünya değişir.”

Eğer “Dünyayı kurtarmaya cesaretim var ama nereden başlayacağımı bilmiyorum.” diyorsanız aklınızdan çıkarmamanız gereken önemli bir nokta var: Her şeyi bir anda değiştiremeyeceğinizin farkına varın ve yavaştan başlayarak davranışlarınızı bilince dönüştürün. Bu maddeyi aklımızda tuttuysak, neler yapabileceğimizi konuşabiliriz:

• Kahvelerimizi, çaylarımızı içmek için termoslarımızı kullanalım. Her gün 1 adet tek kullanımlık bardak kullanan bir kişinin, yılda yaklaşık fazladan 10.5 kilo atığa sebep olduğunu biliyor muydunuz? Sizce de karton bardaklar içeceklerimizin tadını değiştirmiyor mu? 

• Su matarası edinelim. Dünyada her 5 dakikada 2 milyon PET şişe üretilirken, bir PET şişenin doğada 800-1000 yılda kaybolduğu ifade ediliyor. Atacağımız küçük bir adımla bu istatistiğin bir parçası olmayı bırakabiliriz. 

• Yürüyelim ya da  bisiklet sürelim. Bu bize hem enerji tasarrufu yaptıracak hem de sağlığımızı olumlu etkileyecektir. Sınırsız gökyüzü manzarası ise cabası. Sahi en son ne zaman gökyüzüne bakmıştınız?

• Su ayak izimizin bilincine varalım. Tam da burada sahneyi rakamlara bırakma vakti! İçtiğimiz içeçekler için kaç litre su harcandığını biliyor musunuz? 1 fincan kahve için 140 L, 1 bardak süt için 200 L,  1 bardak elma suyu için 190 L, 1 bardak portakal suyu için 170 L ve 1 fincan çay için 35 L. Bu bilgileri bilmek bu içeçekleri tüketmeyin demek değil elbette, ziyan etmememiz gerektiğini hatırlatmak!

• Kullanmadığımız elektrikli aletlerin fişini çekelim. Bilgisayar, telefon şarj aleti ve televizyon gibi elektrikli cihazlar, kullanılmadığı durumda bile elektrik kullanmaya devam ederler. Nasıl mı?

• Kullanılmadığı durumda prize bağlı küçük bir transformatör 1-5W arasında bir güç tüketir. Bireysel olarak düşündüğümüzde bu güç miktarı çok büyük gelmese de genele vurduğumuzda çok büyük rakamlarla karşılaşabiliriz. Örneğin, evimizde  5 adet elektrikli alet olduğunu, bu aletlerin ortalama 3W güç tükettiklerini düşünelim. Bu toplam 15 W bir güç tüketimi demektir. Bu aletlerin günün 18 saati sürekli fişte olduğunu düşünürsek 270W’lık günlük enerji tüketir. Günlük 270 Wh’lik enerji, yıllık 97.2 kWh’lik enerji tüketimi demektir.  Aynı olay 100.000 evde yaşandığında, 9.720.000 kWh’lik bir enerjinin bir yılda boşa gittiğini görürüz. Para olarak düşündüğümüzde; 97.2×0.25=24 TL bir evin bir yılda boşa harcadığı enerjinin faturası, 2.400.000 TL ise 100.000 evin boşa harcadığı enerjinin faturası olarak karşımıza çıkar. Unutmayın; gereksiz harcanan enerji, kaybedilen emektir. 

• Enerji tasarruflu ampulleri tercih edelim.  LED, halojen lambalar  ve  kompakt floresan ampuller  eski lambalara göre %80’e kadar daha az enerji tüketir ve %25 daha uzun ömürlüdürler.

• Enerji tasarruflu ürünler almaya özen gösterelim. Elektronik bir ürün satın almadan önce ne kadar güç tükettiğini araştıralım. Enerji tasarruflu bir ürünü tercih etmek bizlere hem küresel ısınmayı engellemek konusunda bir adım attıracak hem de uzun vadede bütçe tasarrufu yapmamıza katkıda bulunacaktır. 

• Araba yerine toplu taşıma kullanmayı tercih edelim. Şayet  okula ya da işe yürüyerek gitmemiz mümkün değilse şahsi arabamız yerine toplu taşımayı tercih etmek, karbon salınımımızı azaltacaktır.

Dalai  Lama der ki: “Bir fark yaratmak için çok küçük olduğunuzu düşünüyorsanız, bir sivrisinekle uyumayı deneyin.” Bugün kendini küçük hissedenler için… Dönüştüremediği atıklarını çöp kutusuna atmaya gittiğinde kutunun gıda artıkları ile dolu olduğunu gören kompost aşıkları için… Soğuk havalarda aç sokak hayvanlarını besleyip sosyal medyada  yüzlerce aç hayvan daha görüp içi burkulanlar için… Kahve zincirlerinde önündeki 10 kişinin karton bardakta içeçeğini bile bile termosunu yanından eksik etmeyenler için… Bu söz doğru olduğuna inandığı seçimleri yapıp umudu kırılsa da asla vazgeçmeyenlere gelsin! Çünkü sizin sayenizde ev tipi kompost ürünleri ülkemizde satılıyor, sizin sayenizde bir hayvanın daha karnı tok, sizin sayenizde kahve zincirleri termos kullanımını destekliyor! İyi ki varsınız, iyi ki varız! ^[1]“İklim Değişikliğine Bireysel Çözümler” http://climatechange.boun.edu.tr/^[2]Kullanılmayan Cihaz Fişe Takılı Olursa Elektrik Harcar Mı?” https://www.elektrikce.com/^[3]turkisiminimalizm.com

*Bu yazı bir çiçekle baharın geleceğine inananlara armağan edilmiştir.