Havada Bulut Yok ama Çevresel DNA (eDNA) Var

Benzer İçerikler

Çevresel DNA veya eDNA, tek bir organizmadan doğrudan örneklenmek yerine toprak, deniz suyu, kar ve hatta hava gibi çeşitli çevresel örneklerden moleküler teknikler kullanılarak elde edilen DNA’dır. Bir başka ifade ile doğadaki canlıların yaşamsal faaliyetleri sırasında çevreye bıraktıkları (deri, mukus, tükürük, sperm, salgı, yumurta, dışkı, idrar, kan, kökler, yapraklar, meyve, polen vb) genetik materyallerdir. eDNA biyoçeşitliliğin tespit edilmesi, izlenmesi, ölçümü ya da canlı ve çevresi hakkında bilgi edinilmesini sağlayan son yılların en büyük keşiflerindendir. 

eDNA kullanımı modern bir yöntem olarak algılansa da ilk olarak 1980 yılların ortalarında deniz tortullarındaki bakteri topluluklarının tespiti için kullanıldı. 2000’li yıllarda DNA ve RNA dizileme teknikleri alanındaki hızlı gelişmeler sayesinde, izleme ve araştırma uygulamaları için eDNA’ya dayalı tekniklerin yaygın olarak kullanılmaya başlandığı görüldü. Özellikle biyoçeşitliliğin tespit edilmesi, istilacı türlerin ilk oluşumlarını belirlenmesi, nesli tükenmiş veya başka bir şekilde tehdit altında olduğu belirlenmiş yerli türlerin devam eden varlığını hesaplanması ve düşük yoğunluklarda yaşamını devam ettiren türlerin tespit edilmesi üzerine giderek artan çalışmalar bu yöntemin yaygın kullanılmasını sağladı. 

Ülkemizde bu yöntemle yapılan ilk çalışma istilacı yabancı tür olan Gümüşi Havuz Balığı (Carassius gibelio) varlığının eDNA yöntemiyle belirlenmesi projesi kapsamında yapıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi ve TERIAS Projesi Gümüşi Havuz Balığı tür uzmanı Prof. Dr. Özgür Emiroğlu ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Moleküler Biyoloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi ve TERIAS Projesi eDNA Analizi uzmanı, Prof. Dr. Pınar Öztopçu Vatan yürüttükleri projeleri sayesinde Eskişehir ili Seyitler Baraj Gölü’ndeki izleme çalışmalarında eDNA yöntemi kullanarak türü erken seviyede tespit etmeyi ve erken uyarı sistemi oluşturmayı başardılar. 

Dünyada eDNA izolasyonu konusunda en büyük gelişme 2021 yılında yaşandı. Londra Queen Mary Üniversitesi’ndeki bilim insanları, ilk kez havadan insan ve hayvan DNA’sını başarılı bir şekilde topladılar ve kendilerine özgü takip edilebilir izler bıraktıklarını keşfettiler. Araştırma ekibi, kansere karşı doğal bir dirençleri olduğu uzun bir süredir bilinen 225 adet çıplak kör fare kolonisini 12 metrekarelik alana sahip küçük bir odada havadan memeli eDNA’sı almak amacıyla bir deney tasarladı. Beş ila 20 dakika boyunca basınç filtreleriyle birleştirilmiş pompalar yardımı ile topladıkları numuneler üzerinde standart kitlerle çalışan ekip, bu yöntem sayesinde hem farelerin DNA’sını tespit etti hem de aynı zamanda bazı insan DNA’larını da yakaladı.

Araştırma ekibinin lideri Dr. Elizabeth Claire, çalışmayla ekolojistlerin biyolojik ortamları incelemelerine yardımcı olmayı amaçladıklarını söylerken, yeterli geliştirmelerin yapılması halinde bu yöntemin çok daha geniş bir alanda da kullanılabileceğini belirtti. 

Bu önemli keşfin biyoteknolojik gelişmeler sayesinde yakın gelecekte adli tıpta, bir suç mahallinde şüphelilerin belirlenmesinde, koronavirüs gibi hava yoluyla bulaşan virüslerin nasıl yayıldığını anlaşılmasına ışık tutması bekleniyor.

Nasıl Atıf Yapılır:

[cite]

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler