Okyanus Suyunu İçme Suyuna Dönüştürmek Mümkün mü?

Benzer İçerikler

Dünyanın her yerindeki kıyı toplulukları ve seyahat tutkunları sıklıkla ortak bir soru üzerinde kafa yoruyor: Bizi çevreleyen uçsuz bucaksız okyanusları içilebilir suya nasıl dönüştürebiliriz?

Gezegenimizin %75’i suyla kaplı olsa da yalnızca %3’ü içilebilir durumda ve çoğunluğu buzullarda hapsolmuş durumda.

Tatlı su kaynakları azaldıkça sürdürülebilir çözüm arayışları yoğunlaşıyor.

Bilim insanları ve mühendislerden oluşan ekip, deniz suyunu elektrik olmadan tuzdan arındırıp arındıran NanoseenX adlı bir cihaz geliştirdi.

Firma Sopot’ta kuruldu, daha sonra Toruń’da faaliyet gösterdi ve ardından bugüne kadar faaliyet gösterdiği Gdynia Bilim ve Teknoloji Parkı’na taşındı.

Saf Su için Nanoteknolojiden Yararlanma

NanoseenX sıradan bir su arıtma cihazı değil.

Bu yenilikçi cihaz, suyu yalnızca yer çekimini kullanarak arıtan ve tuzdan arındıran, ilave basınç enerjisi ihtiyacını ortadan kaldıran çığır açıcı bir yöntem olan nano membran teknolojisini kullanıyor.

Nanoseen’in CEO’su ve kurucu ortağı Bartosz Kruszka, “Bağımsız olarak geliştirdiğimiz nanomembranlar sayesinde, yalnızca iki dakikada içme suyu sağlayabiliyoruz” diyor.

Oyunun kurallarını değiştiren bu teknoloji yalnızca verimliliğe odaklanmıyor; çevresel sürdürülebilirliği da savunuyor.

Kullanılan membranlar biyolojik olarak parçalanabilir olduğundan doğayla uyumludur.

Ayrıca sistemin enerji tasarruflu yapısı, çalışma sırasında sıfır karbondioksit emisyonu anlamına geliyor ve bu da çevre dostu anlayışını vurguluyor.

Peki piyasada başka su tuzdan arındırma teknolojileri yok mu?

Kruszka “Onlardan oldukça fazla var” diye doğruluyor.

“En yaygın teknoloji, çok fazla enerji ve basınç gerektirmesinin yanı sıra bu sürecin verimliliği de düşük olan ters ozmozdur.”

“Dolayısıyla pek de ekolojik olmadığı açık. Ayrıca bu teknik bilgi çok pahalı, bu da pek çok potansiyel başvuru sahibinin bunu karşılayamayacağı anlamına geliyor.”

“Başka çözümler de mevcut ancak bunların ortak paydası enerji tüketimi ve çoğunlukla düşük verimlilik.”

“NanoseenX’i onlarla karşılaştırmak bile zor; yalnızca yerçekimini kullanan basit filtrelemeye dayanan ilk, çok etkili teknoloji.”

Çeşitli ve Özel Çözümler

NanoseenX’in teknik becerisini derinlemesine inceleyen laboratuvarları, 20 farklı nanomalzeme üretimiyle övünüyor.

Bunlar, NanoseenX nanomembranlarının özünü oluşturan karışık matris çözümleri oluşturmak için birleştirilir.

Ellerinde bulunan 30 farklı nanomembranla girişim, su kaynaklarında bulunan belirli kirletici maddeleri titizlikle hedefleyip ortadan kaldırabiliyor.

Kurucu, “Nanoteknolojimizin esnekliği, nanomembranların boyutlarını, kalınlıklarını ve şekillerini özelleştirmemize olanak tanıyor. İster büyük endüstriler ister bireysel evler olsun, çözümümüz herkese hitap ediyor” diye açıklıyor.

İki temel membran boyutu piyasaya sürülecek; daha küçük olanlar, müstakil evler gibi daha düşük talebi olan bir müşteri grubuna hitap edecek, daha büyük olanlar ise imalat şirketleri gibi daha büyük kuruluşlara yönelik olacak.

Ancak genel olarak Nanoseen tamamen ölçeklenebilir ve gelecekteki belirli ihtiyaçlara uyarlanabilir.

Girişim, “kalıcı olarak sabit” kurulumlar da sunmayı planlasa da, kullanım yerini değiştirebilecek mobil kurulumlara odaklanıyor.

Uygun Fiyatlı ve Erişilebilir Temiz Su

Teknolojik ilerlemeleri sıklıkla rahatsız eden bir endişe, bunların karşılanabilirliğidir.

Ancak Kruszka, cihazlarının rekabetçi bir fiyata sahip olacağını ve bu sayede cihazın tüm küresel demografik grupların erişimine açık olacağını garanti ediyor.

“Nanomateryalleri ve nanomembranları sentezlemeye yönelik son teknoloji yöntemlerimiz, düşük üretim maliyetlerini korumamıza olanak tanıyor” diye açıklıyor.

Hedefleri geniş ama asildir: Herkese, her yerde, saf içme suyuna erişim hakkı vermek.

Buna denizlerden, nehirlerden ve göllerden suyun temizlenmesi ve hatta gelecekte endüstriyel sıvı kirleticilerin azaltılması da dahildir.

Şu anda şirket, kıtalar arası bürokratik kayıt, sertifikasyon ve B2B proje uygulaması labirentinde yol alıyor.

Bartosz Kruszka, “Gemi ve yat endüstrisiyle de ilgileniyoruz” diyor.

“Yakın gelecekte suyun tuzdan arındırılması için kullanılan küçük şişeler veya tüplerin, tıpkı bir yangın söndürücü veya iletişim kaybı durumunda yolcuların güvenliğini artırmayı amaçlayan, yüzen araçlarda temel öğeler haline gelmesi mümkündür.”

Küresel İhtiyaçlara Uyum Sağlamak

Farklı bölgelerin farklı zorlukları var.

Bir Afrika ülkesi kirli nehirlerle uğraşırken, Asya’daki diğerleri daha küçük köyler ve hatta endüstriyel ölçekli operasyonlar için tuzdan arındırma çözümlerine ihtiyaç duyabilir.

Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri, Singapur, İsrail, İsveç ve İspanya gibi en gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere dünyadaki pek çok ülke de su sorunlarıyla mücadele ediyor.

Polonya, içme suyuna erişim açısından da Avrupa’nın en altında yer alıyor.

NanoseenX’in yaklaşımı son derece bireyseldir ve her projenin benzersiz fizikokimyasal parametrelerine göre ayarlanır.

Ve orada durmuyorlar.

NanoseenX’in arkasındaki Polonyalı bilim insanları, kendilerini sürekli iyileştirmeye adamış bir şekilde, şu anda nanomembranlarını geliştirmenin yollarını araştırıyorlar.

Amaçları ise daha geniş bir kirletici yelpazesiyle ve daha yüksek su tuzluluğu seviyeleriyle mücadele etmek.

Şirket, NanoseenX cihazlarının küresel satışıyla yakın zamanda ürün geliştirmeyi hızlandırmayı ve seri üretime başlamayı planlıyor.

Ancak başlangıçta Polonya pazarına ve Baltık Denizi bölgesindeki pazarlara (İsveç, Finlandiya, Litvanya, Letonya, Estonya, Danimarka ve Almanya) odaklanılacak. [1]“The portable device that desalinates and purifies water without electricity” yazısından çevrilmiştir.

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Kaynaklar ve İleri Okuma
1 “The portable device that desalinates and purifies water without electricity” yazısından çevrilmiştir.

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler