PLOS Biyoloji dergisinde yayımlanan bir çalışma, meme kanseri nüksünün altında yatan yolakları inceledi.
Araştırmacılar, yaygın bir kemoterapi tedavisinin, bağ dokusu hücrelerini, uykuda olan kanser hücrelerinin yeniden uyanmasına yardımcı olan sitokinler üretmeye teşvik ettiğini bildirdi.
Araştırmacılar, sonuçların, meme kanserinin tekrarlama riskini azaltmak için kemoterapi tedavisine başka tedavilerin eklenmesi konusunda olası bir yön sunduğunu söylüyor.
Meme kanserinin etkisi
Kadınlarda cilt kanserinden sonra en sık görülen kanser türü meme kanseridir.
Meme kanseri için hem değiştirilebilir hem de değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. Kadınlar, özellikle 50 yaşına ulaştıktan sonra daha fazla risk altındadır. Diğer risk faktörleri arasında belirli hormon replasmanları, düşük fiziksel aktivite düzeyleri ve artan alkol kullanımı yer alır.
Uzmanlar meme kanserini tedavi ederken ameliyat, radyasyon, kemoterapi veya hormon tedavisi dahil olmak üzere çeşitli tedavi yaklaşımlarının bir kombinasyonunu kullanabilirler. Tedaviden sonra endişe duyulan konulardan biri de kanserin geri dönüp dönmeyeceğidir.
Orange Coast’taki Memorial Care Kanser Enstitüsü ve Kaliforniya’daki Saddleback Tıp Merkezlerinde Hematolog ve Tıbbi Onkolog olan ve araştırmaya dahil olmayan Dr. Wael Harb, Medical News Today‘e şunları söyledi:
“Meme kanseri nüks oranları, ilk tanının evresi, meme kanserinin türü ve alınan tedaviler de dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Genel olarak erken evre kanserlerin nüks oranları daha ileri evrelere göre daha düşüktür. Bazı araştırmalara göre erken evre meme kanserinde 5 yıllık nüks oranı yüzde 2 ila 5 kadar düşük olabiliyor ancak daha ileri vakalarda bu sayı çok daha yüksek olabiliyor. İnflamatuar meme kanseri veya üçlü negatif meme kanseri gibi bazı meme kanseri türlerinin tekrarlama olasılığı da diğerlerine göre daha yüksektir.
Uyuyan kanser hücrelerinin yeniden etkinleşmesine neden olan şey nedir?
Bazen kanser hücreleri büyümedikleri veya aktif olmadıkları bir uyku durumuna girebilirler.
Mevcut çalışmanın araştırmacıları, uykuda olan kanser hücrelerinin yeniden uyanmasını neyin teşvik ettiği hakkında daha fazla bilgi edinmek istedi.
Bu çalışma hücre modellerini ve fare modellerini içeriyordu.
Araştırmacılar yaygın bir kemoterapi tedavisinin etkilerine baktılar: Dosetaksel. Dosetaksel bir taksandır. Taksanlar spesifik bir kemoterapi türüdür.
Araştırmaları için bir meme kanseri uyku hali modeli kullandılar. Bu in vitro modelde hem tümör hücreleri hem de stromal hücreler veya kanserli olmayan bağ dokusu hücreleri vardı.
Araştırmacılar kemoterapinin sonuçta kanser hücrelerinin hareketsiz durumlarından çıkmasına yol açtığını buldu. Bunu stromal hücrelere zarar vererek yaptı.
Buna karşılık, stromal hücreler, uykuda olan kanser hücrelerinin büyümesini teşvik eden spesifik sitokinleri serbest bıraktı. Sitokinler genellikle vücudun bağışıklık tepkisinde rol oynar ancak aynı zamanda zarara da neden olabilirler. Araştırmacılar bir fare modeli üzerinde yaptıkları analizde de benzer sonuçlar buldular.
Çalışmanın yazarı ve Atlanta’daki Morningside Center’ın yöneticisi ve kurucu ortağı Dr. Vikas Sukhatme, çalışma sonuçlarını Medical News Today’e şöyle açıkladı:
“Taksanlar meme kanseri tedavisinde kullanılan bir tür kemoterapidir. Bu tür bir tedavinin, kanseri çevreleyen hücrelere (stromal hücreler olarak adlandırılan) istemeden zarar verebileceğini ve bu hücrelerin IL-6 ve G-CSF adlı iki maddenin salınmasına neden olabileceğini bulduk. Bu maddeler, uyku halindeki (büyümeyen) kanser hücrelerini uyandırarak, onların büyümesini ve yayılmasını teşvik edebilir. Başka bir deyişle kemoterapi, kanser hücrelerinin bir kısmını yok etmeye çalışırken, aynı zamanda kemoterapiye dirençli olan ve büyümeyen kanser hücrelerini de uyandırarak hastalığın tekrar nüksetmesine neden olabilir. İyi haber şu ki, çalışma IL-6, G-CSF’yi hedef alarak veya mevcut ilaçları kullanarak sinyallerini bozarak, uykuda olan kanser hücrelerini uyandıran bu istenmeyen etkinin önlenebileceğini gösteriyor.”
Sonuçlar kemoterapi tedavileri ve tedaviyi destekleme seçenekleri konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Harb, çalışmayla ilgili düşüncelerini şu şekilde yorumladı:
“Çalışma, yaygın olarak kullanılan bir taksan ilacı olan docetaxel’in, yaralı stromal hücrelerden tümör pro-tümör sitokinlerinin salınımını tetikleyebildiğini ve daha sonra uykuda olan kanser hücrelerini hücre döngüsüne yeniden girip büyümeleri için uyarabildiğini gösteriyor. Bu mekanizma, bazı meme kanseri hastalarının kemoterapiyi tamamladıktan aylar veya yıllar sonra neden nüks yaşadığını açıklayabilir. Taksan bazlı kemoterapinin uykudaki kanser hücrelerini potansiyel olarak uyandırabileceği göz önüne alındığında, özellikle belirli meme kanseri türlerinde kullanımının yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.
Araştırma sınırlamaları ve devam eden çalışma
Bu araştırmanın belirli sınırlılıkları bulunmaktadır. İlk olarak dişi farelerden ve hücre modellerinden elde edilen verilere bakmayı içeriyordu.
İkincisi, araştırmacılar yalnızca belirli hücrelere bakabiliyorlardı, dolayısıyla araştırmaları farklı kanser hücresi türlerinin ve bunların mikro ortamlarının tüm karmaşıklığını ele almıyordu. Araştırmacılar, daha fazla araştırmanın diğer kanser türlerine ve diğer kemoterapi türlerine bakmayı içerebileceğini belirtiyor.
Providence Saint John’s Sağlık Merkezi’ndeki Margie Petersen Göğüs Merkezi’nde Tıbbi Onkolog ve Meme Tıbbi Onkolojisi Direktörü ve Kaliforniya’daki Saint John’s Kanser Enstitüsü’nde Tıbbi Onkoloji Doçenti olan ve çalışmaya dahil olmayan Dr. Parvin Peddi şunları önerdi:
“Taksan bazlı terapi ile tedavi edilen binlerce kadın üzerinde yapılan klinik çalışmalardan, bu ajanlar kullanıldığında hayatta kalma oranının arttığını biliyoruz. Bu çalışma hücre kültüründe çok ön bir sonuçtur ve klinik uygulamadaki önemi şu an için belirsizdir. Kanser hücreleri uykuda olmadığında kemoterapi aslında daha etkilidir çünkü uykuda olan hücreler yerine bölünen hücreleri daha iyi hedef alır. Bu çalışmanın, insanlar üzerindeki potansiyel etkileri hakkında fikir öne sürmeden önce diğer laboratuvarlarda ve hayvan modellerinde tekrarlanması gerekiyor.”
Ne olursa olsun, sonuçlar belirli önlemlerin alınmasının uykuda olan kanser hücrelerinin yeniden uyanmasının azaltılmasına yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Sukhatme şöyle açıkladı:
“Hareketsiz hücreleri uyandıran veya sinyallerini bloke eden maddeleri hedef alan ek tedaviler kullanarak kemoterapiyi daha etkili hale getirebilir ve kanserin tekrarlama riskini azaltabiliriz. Bu amaca yönelik ilaçlar zaten mevcut ve kanser dışı kullanım için FDA onaylıdır.” [1]Chemotherapy may sometimes reactivate dormant cancer cells[2]Öne çıkan görsel
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | Chemotherapy may sometimes reactivate dormant cancer cells |
---|---|
↑2 | Öne çıkan görsel |