Antik DNA Kavramına Genel Bir Bakış

Benzer İçerikler

İleri derecede zarar görmüş ve DNA eldesi için özel koşullarda saklanmış biyolojik örneklerden DNA elde edilerek gerçekleştirilen çalışmalara “antik DNA çalışmaları” denir.

Antik DNA çalışmalarında kullanılan biyolojik materyaller çeşitlilik göstermektedir. Örneğin saç, mumyalanmış deri kalıntısı, yumuşak doku, bitki kalıntıları… Fakat en uygun örneklerin hayvan ve insanlara ait kemik örnekleri olduğu bilinmektedir.

Antik DNA çalışmaları, insanların diğer hominin türleri ile ilişkilerinin belirlenmesi ve evrim basamakları arasındaki boşlukların doldurulmasında büyük önem taşımaktadır. Ayrıca sadece bunlarla da sınırlı kalmaz; eski tarihlerde yaşamış insanlara ait sosyal yapı modeline açıklık getirmek ve tarih öncesi hastalıklara ait sorulara cevap bulabilmek için de oldukça önemlidir.

Bu araştırmalar, evrimsel ve antropolojik sorunlara da çözüm olacak güçtedir.

ANTİK DNA ANALİZLERİ NASIL YAPILIR?

Günümüzde genetik analiz yöntemleri büyük ölçüde standarttır. DNA bir dizi kimyasal işlemlerle saflaştırılır ve diğer organik bileşiklerden ayrılır. Sonra bugünün teknolojisiyle DNA moleküllerinin uçlarına yapay ufak DNA parçaları eklenir. Daha sonra DNA’ya eklenen bu dizilerden faydalanılarak PCR yöntemiyle çoğaltılır. Dizileme işleminde  ise pahalı ve büyük makineler kullanılmaktadır. Bu makinelerden DNA’nın okunmuş dizisi elde edilir, en sonunda ise elde edilen bu diziyi analiz kısmı başlar.

Antik DNA çalışmalarına antropologlar, biyologlar, diş hekimleri, çevre bilimciler ve arkeologlar dahil birçok disiplinden bilim insanlarının katılması gerekir. Bu özelliği ile antik DNA çalışmaları oldukça multidisipliner bir alandır.

 ANTİK DNA ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

– Higuchi ve arkadaşları 1984 yılında, türü tükenmiş, zebraya yakın Quagga örneğinden DNA’nın yapıtaşları nükleotitleri izole etmeyi başardılar.

– Svante Pääbo 2 bin 400 yaşındaki bir Mısır mumyasından bir DNA parçasını izole etti. Ayrıca Svante Pääbo, 2022 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü de “soyu tükenmiş homininlerin genomları ve insan evrimine ilişkin keşifleri” ile kazanmış oldu.

– ODTÜ’lü araştırmacılarca 2009 yılında Çatalhöyük’te bulunan, dünyanın en eski buğday örneğinden (8 bin 500 yıl önceye ait) DNA elde edildi.

Diğer genetik biliminin kullanıldığı alanlar gibi antik DNA çalışmaları da birçok etik problem ile karşı karşıyadır. Bu tür araştırmalar yapılırken çalışma yapılan alanlarda yaşayan insanların politik hassasiyetleri, davranış, düşünüş ve inanç sistemleri göz önünde bulundurulmalı ve saygı gösterilmelidir. [1]ANTİK DNA ÇALIŞMALARI VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR[2]Antik DNA’dan öğrendiklerimiz[3]Öne çıkan görsel

[cite]

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler