Fosiller – Bölüm 1: Fosil Nasıl Oluşur?

Benzer İçerikler

Fosiller, üzerinden uzun zaman geçmiş organik ve inorganik maddelerdir. Jeolojik devirlerden bu zamana birçok canlı ve cansız madde toprağın altında kalmıştır. Milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların hava ile irtibatı bir anda kesilmesiyle bugüne kadar gelmiş kalıntılarına (kemik, diş, tohum, yaprak vs.) verilen addır. Canlıların ölmesiyle deniz diplerine ve karalar altına doğru hareket etmesi fosil oluşumunu sağlayan faktördür.

Canlı ve cansız varlıkların çevresel faktörlerle zaman içinde ölmesi veya özelliğini kaybederek, deniz ve karalar altında kalması ve üzerinde uzun bir zaman geçmesine rağmen bazı özelliklerinin korunması sonucu fosiller oluşur. Fosiller 18. yüzyılda bilim insanları tarafından incelenmeye başlanmıştır.

Fosil bilimi paleontoloji olarak bilinir. Paleontologlar tarafından tarafından arkeolojik çalışmalar ortaya çıkar. Fosillere en çok tortul kayalarda rastlanmıştır. Dünya üzerinde tortul şeklindeki yerler belirlenmiştir.

Ayrıca dünya üzerindeki pasif ve aktif volkanik hareketlerin olduğu, kıtaların ayrım noktalarında da fosiller bulunur. El değmemiş, ayak basılmamış yerlerde de fosil bulunması mümkündür.

Yaşamını yitiren canlılar fosilleşme denilen olay sonucu fosil özelliğini kazanırlar. Canlı artıklarının günümüze kadar fosil olarak gelebilmeleri için fosilleşme denilen bir takım fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar geçirmeleri gerekmektedir. Fosilleşme, canlı artıklarının fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar geçirmesini ifade eder. Organizmanın ölümünden sonra kalan kısımlar mekanik, kimyasal ve biyolojik etmenlerle bozulmaya başlarlar. Eğer bu kalıntılar uygun bir ortama rastlarsa fosil haline gelebilirler. Fosilleşme için en uygun ortam tortul kayaçların oluşumudur. Ancak çok ender durumlarda bazen magmatik ve metamorfik kayaçlarda da fosil bulunabilir. Canlı artıkları uygun ortamlarda fosil haline gelebilir.

Fosilleşme bir anda değil, evreler halinde gerçekleşir. Ölen canlıların deri ve et gibi yumuşak kısımları zamanla çürür fakat içeriği organik madde olan kemik ve diş gibi sert kısımlar uygun çevre koşulları sağlanmışsa fosilleşme görülür. Bazen de organik madde silisi, karbonat ve pirit haline gelir. Bu değişim o kadar yavaş ve minik parçalar halinde olur ki bu sayede fosilleşecek madde orijinal şeklini kaybetmeden sertleşerek olduğu gibi kalır.

Bir canlı kalıntısının fosilleşebilmesi için ilk önce atmosferin etkilerinden korunması gerekir. Bunu da kireçtaşı, çamur taşı gibi gözenekliliği en az olan ince taneli sedimanter kayaçlar, buz ve hatta kehribar dediğimiz fosil reçine sağlar içinde canlı kalıntıları bütünüyle korunabilir. Denizlerde yaşayan canlıların, karada yaşayan canlılara oranla fosilleşmesi daha çoktur. Çünkü canlının öldükten sonra deniz dibine giderek sedimanter ile örtünür ve bu sayede bozulmadan korunması sağlanır. Karada yaşayan canlıların fosilleşebilmesi ise, etkin atmosferden olaylarından dolayı daha özel koşullar gerektirir. Bu canlılar daha çok bataklıklarda, akarsu ya da seller tarafından bir yerde toplandıklarında veya buzlar tarafından kaplandığında fosilleşmeye başlarlar. Bitkilerde fosilleşme ise yaprak, kök, gövde, dal, spor ve polenin fosilleşmesiyle olur. [1]Prof. Dr. Ali Demirsoy Kalıtım ve Evrim, Fosil Oluşumu, 2005 Ankara sayfalar;
479, 480
[2]Fosiller ve Çalışma Yöntemleri Demircan Huriye, Ankara TMMOB Jeoloji
Mühendisler Odası
[3]Paul Rincon. 'Beautiful' Dinosaur Tail Found Preserved In Amber. (8 Aralık 2016)

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Kaynaklar ve İleri Okuma
1 Prof. Dr. Ali Demirsoy Kalıtım ve Evrim, Fosil Oluşumu, 2005 Ankara sayfalar;
479, 480
2 Fosiller ve Çalışma Yöntemleri Demircan Huriye, Ankara TMMOB Jeoloji
Mühendisler Odası
3 Paul Rincon. 'Beautiful' Dinosaur Tail Found Preserved In Amber. (8 Aralık 2016)

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler