Bir Problem Haline Gelen Deniz Yosunlarını Plastiğin Yerine Koymak

Benzer İçerikler

Deniz yosunu ve mikroalg salgınları, Karayipler’den Baltık’a kadar olan suları tıkıyor. Şimdi her ikisi de, kozmetik ve gıda ürünleri için bileşenler oluşturmak için çiftlik mahsullerinin yanında hasat ediliyorlar.

Mari Granström, Baltık Denizi’nde devam eden zehirli mikroalg yayılması sorununa gözlerini açan şeyin tüplü dalış tutkusu olduğunu söylüyor.

Salgınlar, mavi-yeşil algler olarak da adlandırılan küçük siyanobakterilerin hızla çoğalarak kilometrelerce suyun üzerinde uzandığında meydana geliyor. Ötrofikasyon olarak da adlandırılan bu olay, bir deniz boğulma şeklidir ve Baltık Denizi’nde önemli bir çevresel sorundur. Resmi rakamlara göre denizin toplam alanının %97’sinde meydana gelebilir.

Yayılmalar, oksijen eksikliğine neden olarak su kalitesini düşürür ve ışığı engelleyerek diğer deniz yaşamını etkiler.

Sorun, suya giren çok fazla besin maddesinden, özellikle suni gübrelerden nitrojen ve fosfordan kaynaklanıyor. Bunlar çevre ülkelerin -Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Letonya, Litvanya, Polonya, Rusya ve İsveç- nehirleri tarafından denize taşınıyor.

Son yıllarda bu tür gübrelerin kullanımı azalırken, denizlerdeki su kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan hükûmetlerarası kuruluş olan Baltık Deniz Çevresini Koruma Komisyonu, bu önlemlerin etkisinin henüz tespit edilemediğinden bahsediyor.

Yaklaşık 6 yıl önce Finlandiyalı bir biyokimyacı olan Mari Granström, sorunu kendi başına çözmeye karar verdi. Mikroalgleri toplayıp onları bir sürü ürüne malzeme yapmak için kullandı. Ayrıca kozmetik ve insan gıdasına ek olarak, deterjanlarda, hayvan yemlerinde, ambalajlarda ve hatta plastiğin yerine de kullanılabilir. Bunun nedeni, deniz yosununun yağ bazlı bileşenlerin yerini alması için bu tür amaçlarla hasat edilmesi yönünde artan bir eğilim olmasıdır.

“Bunun deniz ekosistemini nasıl etkilediğini kendi gözlerimle gördüm -belki de göremedim- ve bir şeyler yapmaya karar verdim.” diyor. “Çok fazla suçlama vardı fakat yeterli hareket yoktu.”

Dr. Granström, 2019’da Origin by Ocean (ObO) adlı bir şirket kurmadan önce proje üzerinde uzun süre hobi olarak çalıştığını söylüyor.

Hem ticari yatırımı hem de Avrupa Birliği fonlarını çeken işletme, 2025-26 yılına kadar tamamen faaliyete geçmeyi hedeflemeden önce bir pilot üretim planıyla devam ediyor.

ObO, mikroalgleri Finlandiya kıyılarında toplar ve burada teknelere emilir ve ardından sudan ayrıştırılır. Firma ayrıca Karayipler’ deki Dominik Cumhuriyeti’nden istilacı sargassum deniz yosunu ithal ediyor.

Sargassum deniz yosununun uçsuz bucaksız yayılmaları o bölgeyi birkaç yıldır rahatsız ediyor. Dr. Granström, “Karayipler’de her yıl 25 milyon ton sargassum yayılıyor.” diyor.

“İnsanların balık tutmasını engelliyor ve turizme zarar veriyor. Şu anda birkaç ton Sargassum alıyoruz ve ileride bu alış artacak.”

Şirket aynı zamanda Portekiz ve İspanya sularından istenmeyen deniz yosunu tedarik ediyor.

ObO’nun pilot işlemi, Kuzey Finlandiya’daki bir tesiste yapılıyor. Algleri çok sayıda kullanılabilir malzemeye ayırmak için “Nauvu” adını verdiği patentli bir biyorafineri teknolojisi kullanıyorlar ve daha sonra gıda, kozmetik, tekstil, ambalaj ve tarım firmalarına satılıyor.

İşin büyümesine yardımcı olmak için ObO, yatırımcılarından biri olan Finlandiyalı kimyasallar ve endüstriyel grup Kiilto ile çalışıyor. Kiilto’nun iş geliştirmeden sorumlu başkanı Ville Solja, “Eğer iş burada başarılı bir şekilde büyütülebilirse, o zaman ObO dünya çapında benzer süreçleri çoğaltabilir” diyor.

ObO’nun şimdiden Dominik Cumhuriyeti’nde rafineri kurma planları var.

İsveç’te Nordic Seafarm adlı bir işletme, deniz yosununun ne kadar çok yönlü olabileceğini gösteriyor.

Yönetmen Fredrik Gröndahl, “İkisi de yerel olan alg bazlı cin ve bira üretimi yapıyoruz.” diyor.

Kendi deniz yosununu yetiştiren Nordic Seafarm, su kültürü araştırmalarının ticarileştirilmesine yardımcı olan İsveç hükümeti tarafından finanse edilen bir proje olan Seafarm’ın ticari bir yan ürünüdür.

Aynı zamanda Seafarm’ın proje lideri ve Kraliyet Teknoloji Enstitüsü Sürdürülebilir Kalkınma Çevre Bilimi ve Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Fredrik Gröndahl, “Eğer bu Pazar (deniz yosunu için) gelişirse, ki biz gelişeceğini düşünüyoruz, büyümeye hazırız.” Dedi.

IKEA’nın dünya çapında alg bazlı köfte isteyip istemediğini hayal edin, ki bu oldukça mümkün.

Prof Gröndahl ayrıca gelecekte alglerin domuz ve kümes hayvanlarının beslenmesinde yaygın olarak kullanılan çevreye zarar veren balık ununun yerini alacak şekilde hayvan yemlerinde önemli bir bileşen haline gelebileceğini umuyor. “Algler aynı zamanda besleme ve sulama maliyeti olmadığı için mevcut bileşenlerden daha ucuzdur.”

Granström, amacın dünyanın dört bir yanındaki alışveriş yapanların yalnızca birkaç ürün satın alarak Baltık Denizi’nin temizlenmesinde rol alması olduğunu belirtiyor.

Denizleri temizlemek ama aynı zamanda tüketici davranışlarındaki bir değişiklikten para kazanmak gibi, sürecin her iki tarafında da, yukarı ve aşağı yönde yardımcı olacak bir şeyler yapmak istedik. [1]Turning problem sea algae into a replacement for plastic[2]Öne çıkan görsel

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler