Gregor Mendel’in Gerçek Mirası: Dikkatli, Titiz ve Mütevazi Bilim

Benzer İçerikler

Genetik, şeytani bir şekilde karmaşıktır. Bunu; onlarca yıllık moleküler biyolojiden, genomların dizilmesinden, analiz üzerine yapılan çalışmalardan ve genlerin çevre ile nasıl etkileşime girdiğine dair artan bilgimizden biliyoruz. Öyleyse Augustinian’in rahibi, öğretmeni ve aynı zamanda bilim insanı olan Gregor Mendel; 1850-1860’larda tek başına manastır bahçesinde yaptığı bu işten bugün hala geçerli olan kalıtım prensiplerini tanımlamayı nasıl başardı?

Detayların çoğu tarihin tozlu sayfalarının arasında kayboldu çünkü İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden Kim Nasmyth’in, Nature Review Genetics’teki Perspective makalesinde belirttiği gibi Mendel’in geçici gözlemleri ve çalışma yöntemleri de dahil olmak üzere deney notları, ölümünden sonra yakıldı.

Ancak yayımlanmış eserlerinden ve son zamanlarda açığa çıkan tarihsel kaynaklardan Mendel’in temkinli, sabırlı ve bilgilere bağlı olduğu gibi; aynı zamanda dikkatli bir bilim insanı olduğu oldukça açıktır. Onun bu özellikleri, adını tarihe yazdırmasını sağlayan bu keşifleri yapmasını sağladı. 22 Temmuz 1822’deki doğumunun 200. yıl dönümü, bir bilim devini kutlamak ve tanımak için bir fırsat sunmaktadır. Hollanda, Wageningen’deki KeyGene’den Peter Van Dijk ve meslektaşları Nature Genetics, Perspective makalesinde şunları yazdı: “On dokuzuncu yüzyılın ortalarında hücreler hakkında bilinenlere bakıldığında, Mendel zamanının onlarca yıl ilerisindeydi.”

Örnek iletişim

Mendel’in genler, kromozomlar ve genomlar hakkında hiçbir bilgisi olmamasına rağmen, 1865’te Brno’daki Doğa Tarihi Derneği’ne (şimdi Çek Cumhuriyeti’nde), sunduğu ‘Experiments on plant hybrids’ adlı bir makaleyle genetiğin temellerini attı. Mendel, bahçede yetiştirdiği bezelyenin, yani Pisum sativum’un 22 bitkisinden başlayıp tozlaşmayı kullanarak bu örnekleri ve onların soyunu melez hale getirdi ve tam 8 yılda 10.000’den fazla bitki üretti. Her tozlaşma döngüsündeki bitkiler, tohumların rengi, şekli ve çiçeklerin yeri gibi çeşitli özelliklere göre sınıflandırıldı. Mendel, bu bilgileri analiz ederek belirli özelliklerin -örneğin şekil ve renk- bir nesilden diğerine aktarılabileceğini keşfetti. 

Makale, araştırmanın insanlara iletişimi için iyi bir örnektir. Anlaşılabilir bir dilde, Mendel’in deneylerinin bütünlüğünü nasıl kontrol ettiğini ve koruduğunu (rüzgarla savrulan veya böceklerle tozlaşma riskini azaltmak için adımlar atmak gibi) açıklamaktadır. Konuyla ilgili başkalarının çalışmalarına güvenmek konusunda oldukça cömettir. Makalenin son bölümü, uyarılar ve olası hatalar hakkında bir tartışma içerir. Mendel sonuç bölümünde “Pisum için önerilen yasanın geçerliliği doğrulama gerektirmektedir ve bu nedenle, daha önemli deneylerin tekrarı arzu edilir olacaktır.” yazmıştır. 

Makalesinde, bugün genetikte temel kavramlar olmaya devam eden “dominant” ve “resesif” terimlerini türetmiş olsa da, Mendel’in sonuçlarını yorumlarken gösterdiği ihtiyatın sağlam temelleri olduğunu kanıtladı. Genetikçiler, organik ve moleküler biyologlar, o zamandan beri gözlemlenebilir özelliklerin yalnızca genlerden kaynaklanmadığını ortaya koydular. Bilim insanları, örnek organizmalarla çalışıp ailesel hastalıkları ve insan popülasyonlarını inceleyerek, özelliklerin bir dizi faktör arasındaki karmaşık etkileşimden etkilendiğini defalarca göstermiştir. Bunlar arasında RNA, epigenetik (DNA dizisini değiştirmeyen DNA bazlarındaki kimyasal değişiklikler), bir hücrenin hem genomu hem de çekirdeği içindeki bir genin konumu ve yukarıdakilerin hepsinin çevresel faktörlerle nasıl etkileşime girdiği söylenmektedir. 

Yine de iyi korunduğu gibi, Mendel’in adı, insanların seçici yetiştirme yoluyla iyileştirilebileceğine dair bilimsel olarak yanlış bir fikir olan öjeniye ağırlık vermek için sorumsuzca tahsis edildi. 1884’teki ölümünden sadece birkaç yıl sonra, çalışmaları ırksal üstünlük teorilerini savunan bilim insanları tarafından tartışılmaya ve alıntılanmaya başlandı. Bilimsel ırkçılığın -araştırmaların ve kanıtların zarar vermek için çarpıtıldığı- gölgesi bugün hala bilimi takip etmektedir. 

Genetik, paleontoloji ile birlikte, insanın kökenini anlamak için olağanüstü derecede kusursuz araçlar sağlamaya devam etti. Genetik ayrıca; aynı ırk kategorisine ait insanların, farklı ırklardan insanlar arasında olduğundan daha fazla genetik çeşitlilik olduğunu ortaya çıkarmıştır ve bu da ırk dediğimiz şeyin biyolojik bir temeli olmadığını göstermektedir. Genetik, genlerin insan davranışındaki rolü de dahil olmak üzere hala birçok sır saklamaktadır.  Ama artık genlerin kader olmadığını, sık sık ve yüksek sesle tekrar etmeye değer üç kelime olduğunu biliyoruz. 

Mendel, genetiğin temellerini atarken sabırlı ve kapsamlı bilgi toplama yaklaşımıyla bir örnek profil oluşturdu. Bizlerse bilimin şu an içinde bulunduğumuz rekabet çağında dahi bir an duraksayıp onun dikkatli gözleme olan bağlılığını, analizlerdeki titizliğini ve sonuçları yorumlarken gösterdiği alçakgönüllülüğü hatırlamalıyız. [1]The true legacy of Gregor Mendel: careful, rigorous and humble science[2]Öne çıkarılan görsel

[cite]

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler