Gıda; insanlığın temelini oluşturan, çağlar boyu ilerlememizi sağlayan, ilk insandan bugüne kadar önemi gittikçe artan enerji kaynaklarımızdan biridir. İnsan hayatının kuşkusuz en önemli kaynağı olduğunu söylememiz mümkündür. İlk insandan günümüze kadar insanlığın belirli bir noktaya gelmesinin en önemli aracı olan gıda, tüm canlılar için vazgeçilmez besin ve enerji kaynağıdır.
Çağlar boyu hayatta kalabilmemiz için gıdaya olan bağımlılığımız her geçen gün artmaktadır. Atalarımızın ilk zamanlarda avcılık toplayıcılık ile elde ettikleri gıda, daha sonraları yerleşik hayata geçilmesiyle yerini tarım ürünlerine bırakmıştır. Önceleri avcı toplayıcı olan insanoğlu tarımın gelişmesiyle açlık derdini biraz da olsa atlatmış ve yerini daha refah bir hayat için malzeme yapımı, kültür, sanat, madencilik gibi diğer işlerde ilerlemeler yapmışlardır. Bunun sonucunda ise nüfus artışı, insanlığın çağlar boyu gelişmesini ve bu günlere gelinmesini büyük ölçüde sağlamıştır. Bu gelişmeler gıdanın varlığı, üretilmesi ve tüketilmesi ile doğru orantılıdır.
Günümüzdeki teknoloji sayesinde gıda üretimi, ulaşımı, depolanması ve muhafazası daha kolay bir hale gelmiş ve insanlık için büyük bir rahatlık sağlamıştır. Fakat ne yazık ki bu konfor ile aynı doğrultuda gıda israfı artmıştır. Araştırmalar gıda israfının en çok evlerimizde yapıldığını göstermektedir. En çok çöpe atılan gıdaların başında ekmek ve unlu mamuller, sebze ve meyveler gelmektedir. Evlere alınan her 4 ekmekten biri her gün çöpe atılmaktadır. Sadece evlerimizde değil restoranlarda, otelde, marketlerde, tarlalarda da durum farklı değildir. Restoranlarda ekonomik ve sosyal olarak harcanan emeğin ve milyonlarca liranın çöpe gittiğini söylememize gerek bile yok!
Dünyada milyonlarca insanın yetersiz beslendiğini biliyoruz ve gün geçtikçe artan israfla birlikte bu sayının daha da artacağı öngörülmektedir. Dünyada milyonlarca insanın yatağa aç girerken otellerde uygulanan açık büfe sistemiyle binlerce gıda çöpe gitmektedir. Tarlalarda gıdaların üretiminden sofralarımıza kadar gelen sürede harcanan enerji ve fosil yakıtlarla, sera gazının artmasına neden olarak çevreye zarar vermiş oluyoruz. Marketlerde ise küreselleşmeyle beraber yaşam alışkanlıkları ve buna bağlı olarak tüketim alışkanlıkları da değişmektedir.
Birleşmiş Milletler 2021 Gıda İsraf Endeksi Raporu’na göre, Türkiye’de yılda kişi başı 93 kilogram, toplamda 7,7 milyon ton gıda israf ediliyor. Küresel çaptaki gıda israfı ise 1,3 milyar tona yaklaşıyor. Yalnızca Türkiye’de, bir yılda israf edilen gıdanın ağırlığı 147 adet Titanik gemisinin ya da 762 adet Eyfel Kulesi’nin ağırlığına eşdeğer.
Madalyonun diğer yüzü de maalesef ki açlık. Bu kadar çok gıda israfı yapılıyorken dünyada gıda adaletsizliği ve buna bağlı ölümler meydana gelmektedir. Yine Birleşmiş Milletler Raporu’na göre şu anda 821 milyon kişinin gıdaya ulaşmakta güçlük çektiğini, 35 milyon kişinin de açlıktan öldüğü veya ölmek üzere olduğu açıklanmaktadır. 2018 Küresel Açlık Endeksi’nde 7.3 ile 13.2 arasında değişen, düşük ya da ılımlı açlığa işaret eden seviyelere sahip Doğu ve Güneydoğu Asya, Yakın Doğu ve Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Karayipler ile Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nunkilerin aksine, Güney Asya ve Afrika’nın 2018 GHI skorları, sırasıyla 30.5 ve 29.4’te ciddi açlık seviyelerini yansıtmaktadır.
Dünyada bu kadar çok insan gıdaya ulaşmakta güçlük çekerken gıda israfının bu kadar çok olması ve önüne geçilememesi maalesef üzücü bir durumdur. Yapılması gerekenler ülkemiz ve dünyada gıda eşitliğini sağlamaktan ve elimizdeki nimetlerin değerini bilmekten geçmektedir. [1]931 Million Tonnes of Food Available at Consumer Levels Is Wasted per Year[2]https://www.bugday.org.tr[3]Öne Çıkan Görsel
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
| ↑1 | 931 Million Tonnes of Food Available at Consumer Levels Is Wasted per Year |
|---|---|
| ↑2 | https://www.bugday.org.tr |
| ↑3 | Öne Çıkan Görsel |
