Hükümetin okyanusları incelemesi sonucu, bize yok olma tehdidi altındaki türlerin korkunç bir resmini sunuyor. Bu yok olma tehdidi altındaki türlere deniz kuşları ve memeliler de dahil oluyor.
Yeni Zelanda’nın her dört balığından üçünde mikroplastikler bulunuyor. Bu sebeple yerli deniz kuşlarının ve deniz türlerinin büyük bir kısmı yok olma tehdidi altında kalıyor ve daha sıcak okyanuslar yerli türler için yaşanmaz hale geliyor.
Çevre Bakanlığı’nın deniz stok sayımı, tehdit altındaki türlerin korkunç bir resmini ortaya koyuyor. Yerli deniz kuşlarının %90’ının, yerli kıyı kuşlarının %82’sinin, değerlendirilen deniz omurgasız türlerinin %81’inin ve deniz memelisi türlerinin %22’sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görüldü ve bu türlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olarak sınıflandırıldığını tespit etti.
Bir yılda parakete balıkçılığı tarafından 4.100’den fazla deniz kuşu öldürüldü. Daha sıcak, daha asidik okyanuslar Taonga (değerli) türleri için yaşanmaz hale geldi ve Māori (Yeni Zelanda anakarasının yerli Polinezya halkı) için geleneksel gıda kaynaklarını etkiledi. Raporun verileri, okyanus asitlenmesinin 1998 ile 2020 arasında %8.6 arttığını, genel su sıcaklıklarının yükseldiğini ve denizdeki ısı dalgalarının daha sık ve şiddetli hale geldiğini gösteriyor.
Çevre Bakanı David Parker, “Raporun iç karartıcı bir tablo çizdiğini söylemek doğru” dedi. Okyanus ortamları üzerindeki baskının bir kısmını hafifletmek için hükümet eylemlerinin örnekleri olarak emisyon azaltma planına, tek kullanımlık plastik poşetlerin yasaklanmasına ve tatlı su yönetim planlarına işaret etti.
Rapordaki bazı önlemlerde, işler ya gelişiyordu ya da aynı kalıyordu: Azot ve fosfor biçimindeki besin kirliliğine yönelik ülke çapındaki önlemlerde, çoğu site, kötüleşen eğilimlerden daha fazla gelişme eğilimine sahipti.
Ancak Yeşiller Partisi sözcüsü Eugenie Sage, raporun “okyanuslarımızın sağlığı söz konusu olduğunda hükümetin onlarca yıllık ihmalinin hikâyesini anlattığını” söyledi.
“Okyanuslarımızın sağlığı endişe verici bir oranda kötüleşiyor ve değerli yaşam alanlarımızı sonsuza kadar kaybetme riskiyle karşı karşıyayız” diyerek balıkçılık endüstrisinin daha fazla düzenlenmesi, tek kullanımlık plastiğin yasaklanması ve okyanus koruma alanının genişletilmesi çağrısında bulundu.
Koruma grubu Forest & Bird, bulguları bir “kriz” olarak nitelendirdi ve yaptığı açıklamada, “okyanusları etkileyen krizin gerçek ölçeğinin çok daha kötü olabileceğini, çünkü çoğu deniz memelisinin, balıkların ve omurgasızların karşı karşıya olduğu yok olma risklerinin bilinmediğini” söyledi.
Forest & Bird CEO’su Nicola Toki, “Aotearoa Yeni Zelanda bir ada ülkesi… Okyanus ekosistemlerimizin sağlığına bağlıyız” dedi. “Balıkçılık endüstrisi, somon stokları, çökmüş hoki ve kerevit popülasyonları ile bozulmuş ve ısınan okyanusların etkilerinden zaten zarar görüyor.”
Toki, “okyanusumuza hak ettiği korumayı sağlamak için” partiler arası acil siyasi eylem çağrısında bulundu.
[1]Microplastics found in 75% of fish in New Zealand, report shows
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
| ↑1 | Microplastics found in 75% of fish in New Zealand, report shows |
|---|
