Mucize Bitki: Amazon Nilüferi

Benzer İçerikler

Amazon Nilüferi, ülkemizde doğal ortamda yayılış göstermediği halde devasa yaprakları ile onu bir kez görmüş olan herkesin hafızasına kazınmış mucizevi bir bitkidir. Sadece büyüklüğü ile değil birçok açıdan bizi şaşırtmayı başarmış ve kendisine hayran bırakmış olan bu nilüferleri gelin biraz daha yakından tanımaya çalışalım.

Victoria amazonica, Nymphaeaceae (Nilüfergiller) ailesinin Victoria cinsine ait 2 türden biridir ve bu ailenin en büyük üyesidir. Amazon Nehri boyunca durgun sularda, öküz boynuzu göllerinde (eski nehir kanalları) ve su basmış otlaklarda yetiştiği Güney Amerika’ya (Bolivya, Brezilya ve Guyana) özgüdür. Başlangıçta İngiltere Kraliçesi’nin onuruna Victoria regia olarak adlandırılmış ancak daha sonra günümüzdeki adını almıştır.

3 metre çapa kadar ulaşabilen yuvarlak yaprakları, parlak yeşil ve yukarı kıvrıktır. Yaprak kenarlarının iki yerinde yağmur suyunu tahliye etmek için çentikler vardır. Yaprakların üst yüzeyi su itici özelliğe sahipken, alt yüzeyi otçul balıklardan korunmak için keskin dikenlere sahiptir. Su üzerinde yüzen yaprakları, alt taraflarındaki damarlara bağlanmış ve suyun altında bulunan bir sap tarafından desteklenir. Bu sap 8 m uzunluğuna erişebilir ve doğada kendilerini göl veya nehir dibine sabitler.

Amazon Nilüferi’ni ilgi çekici yapan şeylerin başında renk değiştirmeleri, 40 cm’e varabilen çapları ve sadece 48 saatlik ömürlerinden dolayı çiçekleri gelir.

İlk olarak beyaz renkli ve dişi olan çiçek termokimyasal bir reaksiyonla ısınıp ananasa benzeyen güçlü bir koku yayar. Bu koku polen taşıyıcısı böceği (çoğunlukla Cyclocephala castanea, Cyclocephala hardyi ve Cyclocephala verticalis türleri) kendisine çeker ve böcek geldiğinde çiçek kapanır. Burada beslenen ve ısınan böcek çiçeği döller. Gün boyunca erkeğe ve beyazdan pembeye dönüşen çiçeğin içindeki böcek polenle kaplanır. Ardından ikinci akşam çiçek açıldığında tozlaştırıcı böcek başka beyaz çiçekleri döllemek üzere serbest kalır ve görevini yerine getirmiş olan çiçek suyun altında kaybolur. 

Amazon Nilüferi’nin dünya mimari tarihine olan katkısı da kendisine duyulan ilginin sebeplerinden biridir. 1836 yılında, Chatsworth’ de Devonshire Dük’ ünün baş bahçıvanı Joseph Paxton,  nilüfer yaprağının yapısından ilham alarak o zamanın en büyük cam binası olan ‘Great Stove’ gibi deneysel seralar inşa etmiş ve bir mimari biyomimikri başarısıyla, 1851 Büyük Sergisi için 800.000 metrekarelik Kristal Saray‘ın demir ve cam modüler bileşenlerini tasarlamıştır. Bu ve diğer başarıları Paxton’a, Şövalyelik Onuru’nu kazandırmıştır.

[1]Victoria amazonica[2]Victoria: The Reigning Queen of Waterlilies[3]Victoria amazonica[4]The Gardener, The Palace and The Bushranger[5]Victoria amazonica[6]Sally Coulthard, Çiçeklerin Dili: Çiçeklerin Büyüsü Bilgeliği ve Söylenceleri, Pika Yayınevi, İstanbul, 2021

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Kaynaklar ve İleri Okuma
1 Victoria amazonica
2 Victoria: The Reigning Queen of Waterlilies
3 Victoria amazonica
4 The Gardener, The Palace and The Bushranger
5 Victoria amazonica
6 Sally Coulthard, Çiçeklerin Dili: Çiçeklerin Büyüsü Bilgeliği ve Söylenceleri, Pika Yayınevi, İstanbul, 2021

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler