Yiyeceğin Renkleri Onu Satın Almanızı Nasıl Etkiler?

Benzer İçerikler

Sosyal medyanın uzun zamandır hayatımızda önemli bir yeri var. Pandeminin başlamasıyla birlikte restoran, kafe ve marketlerin neredeyse hepsi siparişlerini internet ortamından almak zorunda kaldılar. Pandeminin etkisini artık eskisi kadar hissetmesek dahi internet üzerinden gıda satışları her geçen gün artarak devam ediyor. İşletmeler müşterilerini çekmek için, satış sitelerinde ve sosyal medyada yaptıkları paylaşımlara hiç olmadığı kadar önem veriyor. İnternet üzerinden yapılan satışlarda kullanılan görsel içerikler, satışların artmasındaki en önemli etkenlerden biri.

Pazarlama Stratejisinin Bilimsel Araştırması

Son yapılan araştırmalara göre; bir restoran işletmecisi, yemeklerinde ki lezzeti arttırmak yerine sosyal medyada paylaştığı yemek fotoğraflarının üzerinde renk ayarlamaları yaparak daha fazla müşteri kazanabilir.

Potansiyel müşterilerin, reklamını gördükleri yemekleri sipariş vermelerini etkileyen diğer detaylar ise; o yemeği yerken yalnız olup olmayacakları ve fotoğraftaki yemek görselinin boyutudur. “Bu gibi ufak detaylar, yemeği satın almamı nasıl etkileyebilir ki?” diyorsanız, yapılan araştırmanın sonuçları sorularınızı cevaplayabilir.

Doygunluk, fotoğraftaki renklerin yoğunluğunu ve canlılığını belirtir. Renklerin doygunluğu arttıkça, görüntü daha canlı ve parlak bir hale gelirken; doygunluğun azaltılması fotoğraflarda mat, cansız ve soluk bir görünüme sebep olur.

Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Doçent Stephani Liu’nun yaptığı araştırmaya göre: Yemek fotoğrafları üzerinde yapılacak renk ayarlamalarının, etkili bir gıda pazarlama stratejisi olabileceğini gösteriyor. Kulağa oldukça basit gelen bu yöntemin müşteriler üzerinde nasıl etki yarattığına gelin hep birlikte bakalım.

Doçent Stephani Liu ve ekibi, görüntü ve satın alma dürtüsü arasındaki ilişkiyi incelemek için online ortamda iki aşamalı çalışma yürüttüler. Birinci çalışmada, araştırmacılar tarafından özellikle seçilen yemek görselleri 267 katılımcının değerlendirmesine sunuldu. Her biri farklı renk doygunluğuna ve boyutlara sahip dört farklı yemek görselini rastgele katılımcıların karşısına çıkardılar.

Kişilerin tercihlerini ölçmek için, bir yemeğin dört adet aynı fotoğrafı üzerinde çeşitli ayarlamalar yapıldı. Bir fotoğrafın renk doygunluğu diğerlerine göre %130 arttırılırken başka bir fotoğraftaki yemeğin görüntüsü diğerlerine göre %130 büyütüldü. Katılımcılardan her fotoğraftaki yiyeceğin ne kadar taze ve lezzetli göründüğünü, ve bu durumun yemeyi satın alma olasılıklarını ne oranda etkilediğini ifade etmeleri istendi. 

Birinci çalışmanın sonuçlarına göre; yüksek renk doygunluğuna sahip fotoğraftaki yiyeceğin insanlara daha lezzetli ve daha taze göründüğünü gösterdi. Bundan dolayı katılımcılar sipariş verirken, yüksek doygunluğu olan fotoğraftaki yemeği yemek istediklerini belirtti.

İlk araştırmada göze çarpan diğer bir detay ise, fotoğraflardaki yemek görselinin büyük yada küçük olması, kişilerin satın alma tercihlerini etkilemesi oldu. İnsanlar yemekleri daha yakından gördüklerinde tazelik ve lezzetine dair daha kolay karar verebiliyorlar. Bu yüzden görseli büyük ve detayları daha net belli olan yemek fotoğraflarında, tercih oranını arttırmak için renk doygunluğunun yüksek olmasına gerek kalmıyor.

Ancak fotoğraftaki detayların daha uzak ya da küçük görünmesi durumunda, o ürünü sipariş verme olasılığının düştüğü görüldü. Çünkü insan beyni, detayların net olmadığı yiyeceklerin lezzeti ve tazeliği hakkında karar verirken zorlanıyor. Bu durumda resmi paylaşılan gıdanın satışını arttırmak için renklerinde ayarlama yapılması gerekiyor.

Araştırmanın baş yazarı Liu, restoran sahiplerinin bundan sonra Instagram’da, yemek fotoğraflarını paylaşırken ‘Earlybird’ filtresi yerine ‘X-Pro II’ filtresini kullanmalarını tavsiye ediyor. Böylece görsel algılarla oynamanın, para ödemeden yapılacak en kolay pazarlama stratejilerinden biri olabileceğini düşünebiliriz.

Araştırmanın ikinci kısmı 222 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Bu durumda, katılımcılardan sosyal medyada gezinirken karşılarına çıkan pizza fotoğraflarını değerlendirmeleri istendi. İkinci aşamada da aynı pizza görselinin farklı renk doygunluğuna sahip fotoğrafları kişilere gösterildi. Ancak ikinci araştırmayı farklı kılan şey, katılımcıların gördükleri pizzayı yalnız yada aileleri ile birlikte yiyebilecekleri söylenmesiydi.

Bu çalışmadan gelen sonuçlar beni ilkine göre daha fazla şaşırttı. Renklerdeki doygunluğun yüksek olması lezzet algısını aynı oranda arttırırken, kişilerin yemek yerken yalnız olup olmamaları, düşüncelerini çok daha farklı etkiledi. Daha açık ifade etmek gerekirse: Canlı renklere sahip pizza fotoğrafı onu yalnızken yiyecek insanlar için çok daha lezzetli ve iştah açıcı görünürken, ailesi ile birlikte yiyecek insanlar için aynı etkiyi yaratmadı. Aile ortamında yenecek bir pizza sipariş edilirken, canlı renkler ve yarattığı lezzet algısının önemli olmadığı görüldü. Sanırım insanlar sevdikleriyle vakit geçirirken yemek lezzetinin pek önemi kalmıyor. Sevdiklerimiz yanımızdayken aç olsak bile, keyifli vakit geçirmeye daha fazla değer veriyor olabiliriz.

Liu, “İnsanlar başkalarıyla yemek yerken, asıl hedefledikleri sosyalleşmektir. Fakat yalnız yemek yemeyi düşündüklerinde, daha çok yemeğin kendisine odaklanırlar. Yiyeceklerin daha taze ve lezzetli olmasını isterler ve bu nedenle görsellerdeki renk doygunluğu yalnızken sipariş vermemizi daha fazla etkiler” diyor. 

İşletmeler her zaman daha fazla müşteri çekmek için farklı pazarlama stratejileriyle bizlerin algılarını etkilemeye çalışır. İnsanlar için açken yemek yeme isteği çok güçlü bir dürtüdür. Pazarlama stratejiler çoğu zaman işe yarar. Yazımızda incelediğimiz çalışmanın sonuçları gösteriyor ki; sevdiklerimizle birlikte güzel vakit geçirirken yediğimiz yemeğin pek bir önemi kalmıyor. O an sipariş verdiğimiz yemek lezzetli görünmese de bu durumu fazla önemsemeden güzel vakit geçirmeye odaklanıyoruz. Belkide yaşadığımız anın güzelliği içinde karnımızın doymasından çok ruhumuzun doyması bizim için daha önemlidir. 

Sanırım pazarlamacılar bu durumunda farkında. Öyleki reklamlarda gıda ürünleri tanıtılırken aile, arkadaş ortamları ve insanların sosyalleştiği mutlu anlardaki görüntüler kullanılıyor.  Benim bu pazarlama stratejisinin kullanıldığını fark etmem biraz zaman aldı. Ne de olsa reklamcılık dünyası bizlerin her zaman bir adım önünde [1]DOI: 10.1016/j.jbusres.2022.06.061[2]DOI: 10.1016/j.jbusres.2022.06.061

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler