Baharın ilk açan en güzel, en mütevazı kır çiçeği o. Ne gübre ister ne çapa ne de su… Özgür ruhuyla boz toprakta, kayalıkta, asfalt yolda, hatta derin bir uçurumun kenarında ansızın karşımıza çıkıverir. Canlı, göz alıcı rengiyle, alabildiğine hayat dolu edasıyla insana öyle çok şey anlatır ki… Ardında hüzünlü bir hikayeyi barındıran bu hassas çiçek, sadece kendine yetiyormuş gibi görünse de dağıttığı şifayla meşhurdur. Baharın geliniyle tanışmaya hazır mısınız?
Genel Özellikleri
Gelincik (Papaver rhoeas L.), gelincikgiller (Papaveraceae) familyasından Dünya’da çok geniş bir yayılış alanına sahip tek yıllık bir bitki türüdür. 25–60 cm arasında değişen yüksekliklere ulaşabilen bu çiçeğin genel rengi koyu kırmızıyken, yaprakları mavimsi yeşildir. Dip yaprakları uzun saplı, gövde yaprakları sapsız ve gövdeye bitişiktir. Temmuz ile Ağustos aylarında sabah saat beş buçuk ile on saatleri arasında tohum tozlarını yayar. Aynı saatlerde arılar ve diğer böcekler çiçeklere gelerek bu tozlara bulanırlar. Böylece, böceklerin beslenme saatleri ile bitkilerin tohum tozlarını yayma saatleri aynı zaman dilimine rastlamaktadır.
Birkaç ay ömürlü bitkilerdendir. Ömrü genel olarak sonbahardan yaz başına kadardır. Yani tohumlar iklim şartlarına göre sonbahar ile kış sonu arasında çimlenir. İlkbaharda çiçek açar, yazın havalar iyice ısınınca da kuruyup giderler. Yaprakları bileşik yaprak, yani birçok ince yaprakçıklar bütünüdür. Tıpkı kır papatyası yapraklarında olduğu gibi… Gelincik tohumlarının çok uzun yıllar dayanma özelliği vardır. Öyle ki toprakta biraz derine gitmiş olsalar, çimlenmesi için yeterli ısı şartları bulamasalar bile 100 yıl kadar bozulmadan beklerler. Sellerin toprağı yarması veya köstebek faaliyetleri sayesinde toprak yüzüne çıkarlarsa çimlenip gelişirler.
İsminin Kökeni
Gelincik ismi geleneksel Türk gelinliklerinin kırmızı olmasından gelir. Kırmızı gelincikler küçük bir gelini anımsatırlar. Bir bölgede çok asker ölürse o bölgede gelincik çiçeğinin biteceğine inanılır. Ayrıca, I. Dünya Savaşının da en önemli sembollerindendir. Japonlar, gelincik için şöyle der; ‘Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardır. Yaşamıştır. Bugünü vardır. Yaşıyordur. Ama yarını belli değildir.’
Mitolojik Hikâyesi
Bereket tanrıçası Demeter, ortadan kaybolan kızı Persephone’yi bulmak için yollara düşer. Kızının, yeraltı tanrısı Hades’in yanında esir düştüğünü öğrenir. O kadar üzgün ve uykusuzdur ki yeryüzünün bereketi kesilir ve kıtlık başlar. Demeter’in uykusuzluğu karşısında yeryüzündeki kıtlığı fark eden uyku tanrısı Hypnos, yere bir tohum atar ve bu tohumdan kırmızı çiçekler açar. Bu çiçekler gelinciktir. Hypnos, açan bu çiçekleri toplar ve Demeter’e bir gelincik çayı hazırlar. Çayı içen Demeter, derin bir uykuya dalar. O sırada Zeus kararını açıklar. Persephone, yılın üçte ikisini annesi Demeter ile kalan üçte birini Hades ile geçirecektir. Bu sayede toprak yeniden bereketlenir ve Persephone yeryüzüne her çıktığında Demeter baharı getirmiş olur. Gelincik çiçeğinin mitolojide uykuyla ilişkilendirilmesi boşuna değildir.
Kullanımı
Gelincik hafif bir yatıştırıcıdır. Özellikle taç yapraklarında rhoeadic ve papaveric asitler vardır. Tüm parçalar “rhoeadine” alkoloidi içerir. Gelincik çiçeğinin yeşil aksamından, tohumlarından ve kırmızı taç yapraklarından, petallerinden yararlanılır. Taç yapraklarından geleneksel olarak gelincik şerbeti yapılır. Bozcaada gelincik ve gelincikten elde edilen gelincik şerbeti ile ünlüdür.
Tüketimi
Gelincik çiçeğinin tadı acı olduğu için şekerden ziyade bal veya pekmezle tatlandırılır. Halk arasında kültürel bir değere sahip olan gelincik çiçeği, yazın şurup olarak tüketilir. Bunun yanında kuru gelincik çiçekleri balla karıştırılıp yenilebilir. Gelincik otu kurutulduktan sonra özellikle de Avrupa’da, fırıncılar tarafından yiyeceklerde kullanılır. Hoş bir aroma katarak ekmekleri ve hamurlu yiyecekleri lezzetlendirir. Gelincik otunun çiçekleri ile şerbet yapılmaktadır. Bu şerbet ağrı kesici olarak da kullanılmaktadır.
Faydaları
Baharın müjdecisi olan gelincik çiçeğinin pek çok faydası vardır:
- En önemli özelliklerinden biri ağrı kesici olmasıdır. Gelincik çiçeği çayı, baş ağrılarını dindirir, hafif ağrıların iyileşmesini hızlandırır.
- İçeriğinde bulunan antioksidanlar cilt sağlığı için oldukça önemlidir. Gelincik çiçeğinden yapılan macunlar, cildin daha parlak, sağlıklı ve canlı görünmesini sağlar. Karışıma az miktarda limon suyu eklenirse, yanık, egzama, kaşıntı ve cilt iltihaplanmalarında kullanılabilir. (Göz ve ağız hariç)
- Sinirlilik, yorgunluk, stres ve uykusuzluk problemlerine karşı da etkilidir. Gelincik çayı vücudun rahatlamasını ve sakinleşmeyi sağlar.
- Kalsiyum, magnezyum ve çinko bakımından zengin olan gelincik çiçeği, saçların sağlıklı bir şekilde uzamasına yardımcı olur. Ayrıca saçlara parlak bir görünüm katar. Kepekli saçların tedavisinde de kullanılır. Gelincik çiçeği suyu kaynatıp soğutulduktan sonra kepekli bölgelere sürülür.
- Gelincik tohumunda yüksek oranda çinko vardır. Bu yüzden gelincik çiçeği beyaz kan hücrelerini arttırır ve bağışıklığı güçlendirir.
- Demir bakımından zengin olan gelincik çiçeği, kansızlığa iyi gelir. Bu sayede halsizlik ve enerji düşüklüğüne iyi gelir. Kalp sağlığına olumlu etkileri mevcuttur.
- Kemik erimesi riskini azaltır, kemik sağlığını korur [1]“Gelincik, Papaver rhoeas” https://azbitki.com/[2]“Gelincik çiçeği faydaları” https://ziraatdergi.gen.tr/[3]“Gelincik (bitki)” https://tr.wikipedia.org/.
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | “Gelincik, Papaver rhoeas” https://azbitki.com/ |
---|---|
↑2 | “Gelincik çiçeği faydaları” https://ziraatdergi.gen.tr/ |
↑3 | “Gelincik (bitki)” https://tr.wikipedia.org/ |