Sütün Sindirimi Üzerine

Benzer İçerikler

Birçoğumuzun süt veya süt ürünleri tükettikten sonra birtakım rahatsızlıklar yaşadığı olmuştur. Peki tüm memeli canlıların yavrularını besleyebilmesi için oldukça hayati bir sıvı olan süt, neden bazı insanlarda rahatsızlığa sebep olur? Gelin birlikte inceleyelim.

Sütün içerisinde bulunan laktoz adlı şeker, ince bağırsaklardan salgılanan laktaz enzimi aracılığıyla parçalanıp iki basit şekere ayrılarak kan dolaşımına verilir, diğer bir deyişle ise sindirilir. Eğer, ince bağırsağınız yeterince laktaz enzimi üretmiyorsa aldığınız laktoz, kan dolaşımına geçmek yerine kalın bağırsaklarınıza taşınır ve burada bulunan bakteriler ile etkileşime girerek laktoz intoleransı olarak adlandırılan hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Genellikle laktoz içeren yiyecekleri vücudunuza aldıktan 30 dakika ila iki saat sonra başlayan bu belirtiler; ishal, mide bulantısı, kusma, karın krampları, şişkinlik ve gaz olarak belirlenmiştir.

Ancak, neden bazı insanlar laktazı yeterince üretemezken, bazı insanlar bu konuda oldukça başarılıdır?  Cevap, çoğu zaman olduğu gibi genlerimizde saklı.

Dünyadaki insanların çoğunda, laktaz üretimini sağlayan gen, 5 yaşından sonra (geleneksel kültürlerde memeden kesilme yaşından sonra) işlevini kaybeder ve ilerleyen yaşlarda laktozun tolere edilmesini engellemiş olur.  Fakat bazı popülasyonlarda (kuzey Avrupalılar, bazı Araplar, pek çok Afrika kabilesi, Pakistanlılar ve kuzeybatı Hindistan’da yaşayan topluluklar), bu gen işlevini korur ve yetişkinlik süresince laktaz üretmeye devam eder. (Şekil 1).

Şekil 1: Dünya üzerinde süt içebilen yetişkin insan popülasyonlarının yüzdesi.

Yapılan araştırmalarda, laktozu tolere edebilen yani sütü sindirebilme yetisini kaybetmemiş Avrupa popülasyonlarında, DNA’nın laktaz genine uzak olmayan bir genomik bölgesinde bulunan DNA bazlarından biri olan sitozinin, diğer bir baz olan timine değiştiği tek bir nükleotidle ilişkili olduğu bulunmuştur. Öte yandan, Batı Afrika’da, Orta Doğu’da ve Güney Asya’da da ayrı mutasyonlarla bağlantılı diğer laktaz devamlılıkları da vardır. Bu, farklı zamanlarda, farklı popülasyonlarda, birbirinden bağımsız olarak laktoz toleransının ortaya çıktığı anlamına gelmektedir.

Bütün bunlara ek olarak, bilmek gerekir ki laktozu tolere edebilen popülasyonların çoğunun geçmişinde, sütçülük önemli bir geçinme yöntemidir. Fakat laktoz toleransı ender olarak görüldüğü halde sütçülük yapan popülasyonlar da bulunmaktadır. Bunlar peynir, yoğurt, kefir gibi ürünleri üretip, bakteri fermantasyonu aracılığıyla sütteki laktoz miktarını azaltmayı başarmış ve kültürel olarak daha gelişmiş popülasyonlardır [1]Eugene E. Harris, E. E. (2015). Soyağacımızdaki Maymun İnsan Evriminin Yeni Bilimi. Koç Üniversitesi Yayınları. İstanbul.[2]“Lactose intolerance” https://www.mayoclinic.org/[3]“Europas Ureinwohner haben sich bunt gemischt” https://www.spektrum.de/[4]“İlkel İnsan Topluluklarında Süt Devrimi” https://torchwell.wordpress.com/.

[cite]

Kaynaklar ve İleri Okuma

Kaynaklar ve İleri Okuma
1 Eugene E. Harris, E. E. (2015). Soyağacımızdaki Maymun İnsan Evriminin Yeni Bilimi. Koç Üniversitesi Yayınları. İstanbul.
2 “Lactose intolerance” https://www.mayoclinic.org/
3 “Europas Ureinwohner haben sich bunt gemischt” https://www.spektrum.de/
4 “İlkel İnsan Topluluklarında Süt Devrimi” https://torchwell.wordpress.com/

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler İçerikler

Rastgele İçerikler