Düşünce tarihinin akışını değiştiren bir ölümdü onunkisi. Evet, sizlere Sokrates’ten ve onun ölümünden bahsetmek istiyorum. İsminin bu kadar bilinir olmasına rağmen kendisi hakkında pek bilgi bulunmamaktadır. Bunun sebebi Sokrates’ten geriye hiçbir yazılı eser kalmamış olmasıdır. Peki bizler Sokrates denilen bir karakter olduğunu nereden biliyoruz? Onun öğretisini nasıl öğrenmiş oluyoruz? Bütün bu sorularımız cevabı ikincil kaynaklarımız olan; Aristofanes, Ksenofon ve Platon gibi düşünürlerdir. Bu düşünürler eserlerinde Sokrates’ten bahsetmişlerdir ancak referansları arasında çelişkiler bulunmaktadır.
Aristofanes’in Bulutlar adlı oyununda ise Sokrates karakteri için insanlığın pek hoşuna gitmeyen bir karakter olarak bahsetmektedir. Platon’un Phaidon adlı eserinde ise, Sokrates ile olan diyaloglarını yazmıştır. Ancak buradaki düşünceler Sokrates’e mi yoksa kendisine mi ait bilinmemektedir. Hocasının hiçbir yazılı eserinin bulunmamasını kullanarak kendi düşüncelerini aktarmış olabilir mi? Sonuçta bunu kanıtlayabilmek için Sokrates’e ait başka bir eserlerle kıyas yapılması gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi Sokrates’in kendine ait yazılı eseri olmadığından bu ve bunun gibi soruların cevabına ulaşılamamaktadır.
Bu soruların hepsi, kesin cevabı olmamakla birlikte oldukça anlamlı sorulardır. Nitekim felsefe tarihçiliğinde uzunca yıllar bunlar tartışıldı ve hala da bu konular tartışılmaya devam etmektedir. Bu konu hakkında yerli yabancı oldukça fazla sayıda makale bulabilirsiniz.
Sokrates ile ilgili bildiğimiz diğer kesin bilgi ise; onun çarşı, pazar ve sokak demeden gezerek insanlara hayat hakkında sorular yönelttiğidir ve bu yönteme ‘‘Sokratik Yöntem’’ denilmektedir. Öğrencilerinin birçoğu da bu yöntemi uygulamaya devam etmişlerdir. Burada parantez açmak gerekirse, Sokratik Yöntem’in diğer adı ise ‘‘Maiotik Yöntem’’ dir. Maiotik kelimesinin anlamı ‘‘doğurtmaca’’ anlamına gelmektedir. Ve ilginçtir ki Sokrates’in annesinin ebe olması da bu konuyu kendimizce yorumlaya yol açmaktadır. Belki de Sokrates annesinin doğum sırasında insanlara yardım ettiğini görmüştür ve sokratik yöntem ile insanlarla kurduğu diyaloglarda bilginin ortaya çıkacağına inanmıştır ve böylelikle bu yöntemin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Kendisinin başka bir türlü ebe olduğunu düşünmüş olabilir mi?
Kendisi, oluşturduğu sokratik yöntem ve metodu sayesinde mi bu kadar önemlidir? Hayır, onu bu kadar önemli hale getiren ve düşünce tarihini presokratikler ve sonrası haline getiren sadece bu değildir. Sokrates düşünce tarihinde ki bir kırılma noktasına yol açmıştır. Ondan önceki düşünürlerin her biri Dünya’yı ve evreni anlamaya çalışırken Sokrates yalnızca insanı anlamaya çalışmıştır. Sokrates’in felsefesi insana ve insanı anlamaya yöneliktir. Onun bu bakış açısındaki değişme ile düşünürleri presokratikler döneminde yaşayanlar ve sonrası olarak iki dönem olarak tanımlamaktayız. Sokrates’in sofistlerden etkilendiği düşünülmektedir. Sofistler; bilginin mümkün olmadığını, genel geçer bilginin şüpheli olduğunu, insanın her şeyin ölçütü olduğunu söylemişlerdir. Etkilenme sebebinin şüpheci bir tavrı benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Genel geçer ve evrensel bir bilgiye ulaşma amacı yok hatta böylesine tüm evreni ve her şeyi bilmemizi sağlayacak bir anahtarın olmadığını düşünerek şöyle söylemiş:
‘‘Tüm bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir.’’
Bir insan her şeyi her zaman bilemez. Bilmediğimiz her zaman başka şeyler olmak durumundadır.
Sokrates her zaman içinden bir ses duyduğu ve bu sesin ona nasıl davranması gerektiğini söylediğini söylemektedir. Ve bu sese ‘‘Daimon’’ adı vermiştir.
Daiom, hepimizin içinde olan ve bize yol göstermekte olan sestir. Bunu yap, ya da bunu sakın yapma diyen bir sestir. Aslında biz bunu bugün vicdanımız olarak adlandırmaktayız. Sokrates’in daimon dediği aslında vicdan olarak da adlandırılabilir. Bu açıdan bakıldığında Sokrates kendisinde tanrının sesini taşıdığını düşünen, tanrının sesini duyduğunu savunan oldukça dindar bir insan ve bir ahlak filozofudur. En ilginç olanda bir ahlak filozofunun ahlaksızlık yüzünden idam edilmesi olsa gerek.
Peki Sokrates için ahlaklı bir yaşamın anahtarı sizce nedir? Burada daimondan sonra başka bir kavram ortaya çıkmaktadır. Arete, erdem anlamına gelen bir terimdir. Erdem, bir şeyin doğasına uygun olarak hareket etmesidir. Örneğin; bir silginin aretesi iyi silmek, bir arının aretesi bal yapmak gibi pek çok örnek verebilir. Peki insanın aretesi nedir? Hiç düşündünüz mü? İnsanın aretesi, mutlu olmaktır. Sokrates günümüzde ki hazzın verdiği mutluluğundan bahsetmemektedir. Sokrates için mutluluk veren tek şey bilgidir. Onun için ancak; kendisi hakkında, hayat hakkında daha fazla şey bilen insan mutlu olabilmektedir. ‘‘Erdem, bilgidir, bilgi ise mutluluktur’’.
Aynı zamanda Sokrates’e göre, bilen insan asla bilerek yanlışlık veya kötülük yapmaz. Kötü davranışın temelinde bilgisizlik yer almaktadır. Bu açıdan bakıldığında erdem, mutluluk, doğru yaşam aynı şeydir. Bütün kötülüklerin ve yanlış tercihlerin temelinde bilgisizlik yatması sebebiyle bir insanın mutlu olması ve erdemli bir yaşam sürebilmesinin tek yolu daha fazla bilgi edinmesidir. Söylenmek istenen asıl gerçek, iyi bilen bir insan zorunlu olarak iyi olanı yapar. Bir insanın kasıtlı ve bilerek yanlış ve kötülük yapamayacağını düşünmektedir. Hata çünkü bilinmeyerek yapılır. Düşünsenize siz hiç bilerek hata yaptınız mı ya da bile bile yanlışı seçtiniz mi? Aşk bu konusu da aslında buna dahil edilmelidir. Ancak burada asıl kast edilen, iki tercih arasından yanlışlıkla seçtiğimiz aslında neye işaret eder o konu hakkında pek bir fikrimizin olmadığına. Sokrates: ‘‘Ahlaki bir hayat bilgi sahibi bir hayatı gerektirir. Bildiğimiz taktirde ancak ahlakı bir hayat sürerek mutluluğa ulaşabiliriz’’ demiştir.
Sokrates, sizce niye ölüme mahkûm ediliyor? Atinalı gençleri ayartmak, ahlakını bozmak ve Atina tanrılarının yerine yenisini koymakla suçlanmaktadır. Peki Sokrates için bu gerçek bir idam sebebi olabilir mi sizce? Siyasi hayatı gözlemliyorsanız eğer ki siyasi yaşamdan birilerini felsefe yaparken ya da normal hayatta rahatsız etmiş olabilir. Kendisini at sineği olarak tanıtan bir filozofun birilerini rahatsız etmiş olma ihtimali bulunabilir. At gözlükleri takarak kendini her bilgiden her sorundan soyutlayıp önene bakan bir kişiyi at sineği sürekli rahatsız eder. At ve sinek ilişkisini siyasi yaşam içerisinde bulunan bir kişi ile Sokrates arasında da görebiliriz. Felsefe de tam olarak bir şey değil midir aslında? Bildiğimiz inandığımız güvenli alanları kırarak bizi güvenli alanımızdan çıkartarak aydınlatılmaya çalışılır. Böyle durumda güvendiği bilgileri yıkılan kişiler rahatsız olabilir. Haksız yere suçlanmış olması nedense mantıksız gelmiyor? Çünkü felsefede düşünülen bir konu herkes tarafından benimsenmeyebilir ve bazı kişiler içinde düşünülen düşünceler ters olabilir. Sokrates’in misyonu zaten Atinalıları sarsarak onları uyandırmak. Aslında bu ölümün sebebi Sokrates’in demokrasi karşıtı olması olabilir. Hem Sokrates hem Platon demokrasinin yanlış ellerde yanlış şekilde kullanılabileceği düşünülmektedir.
Sokrates’in idam şekli nasıldı? Jacques Louis David’in Sokrates’in Ölümü Tablosunda anlatılmak istenilen nedir? Sokrates tanınan bir filozof olması sebebiyle mahkeme kendisine 3 seçenek sunmuştur. Bunlar; sürgün edilmek, kefaret ve idam. Sokrates ilk iki seçeneği de seçmedi sürgünü kabul etmedi çünkü düşüncesini değiştirmeyeceğini söylemiş kefaret içinde parasının yetmediğinin söyleyerek kendi idam kararını vermiştir. Bunun yanı sıra mahkeme ona kendi idam şeklini belirleme hakkını vermiştir. Sokrates kendi için Baldıran zehriyle yavaş yavaş dünyadan ayrılmayı tercih etmiştir. Bu idam süresinde yanında dostları ve arkadaşları ile vakit geçirerek vefat etmiştir. Ölümünden birkaç dakika önce bile hala düşüncelerini aktarmaya devam etmiştir.
Baldıran Otu (Conium maculatum)’u Birlikte İnceleyelim
Baldıran, maydanozgiller (Apiaceae) familyasındandır. Nemli ve sulak yerlerde yetişmektedir. Genellikle maydanoza benzemektedir fakat iki yıllık otsu bir bitki olan baldıran otunun, pürüzsüz yeşil bir gövdesinin alt yarısında mor ya da kırmızı renkte, çizgiler veya benekleri gözle görülen farklılıklarıdır. Bu lekeler bitkinin toksisitesine dair doğanın birer uyarı işareti aslında. Yaprakları üçgen biçiminde; bölüntülü ve girintili çıkıntılı bir yapıya sahip. Şemsiyeler halinde kümelenmiş küçük beyaz çiçekleri var. Bir baldıran otunun yaprağı veya kökü ezildiğinde yaban havuçlarına benzer, hoş olmayan, hafif bir koku yayıyor. Zehri nedeniyle Apiaceae familyasının iki yaramaz çocuğundan biri olarak bilinmektedir. Zehri oldukça tehlikelidir. Geçmişten günümüze kadar pek çok insan ve hayvanın zehirlenerek ölmesine sebep olmuştur. Özellikle solunum yollarını etkileyen bu bitki, yüksek dozda alındığında ölüme yol açabilir. Bu zehrin aynı zamanda vücuttaki kas grupları üzerinde de çeşitli kasılmalara sebep olabileceği de uzmanlar tarafından belirtilmiş
Bir rivayete göre de Baldıran otunun insanları yüzlerinde bir gülümseme bırakarak öldürdüğü iddia edilmektedir. Tarih boyunca baldıran zehri kullanılmış ve etkilerini insanlar gözlemlemiş ve bu zehrin insanların kaslarında spazmlara sebep olabileceğini bundan dolayı da insanların suratının gülüyormuş gibi bir ifade alabildiğini görmüşlerdir.
İngilizce’de kunduz zehiri, zehirli maydanoz, şeytanın çiçeği ve çingene çiçeği gibi başka başka adlarla anılıyor. Hatta break-your-mother’s heart /annenin kalbini kır gibi ilginç yöresel bir adı da var… Conium, bitkinin sarhoş edici zehrinin semptomları olan “vertigo” veya “girdap” anlamına gelen Yunanca kona sözcüğünden türetilmiş. Baldırgan, şeytan tersi, ağı otu gibi karanlık isimlerde kullanılmaktadır [1]Bingöl, M. (2020). Hayatın Anlamı Açısından Sokrates’ in Ölümü. İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi, 3(1), 465-473.[2]Onur, F. (2016). Sorgulanmamış Hayat Yaşanmaya Değer mi?. Beytulhikme: An International Journal of Philosophy, 6(1).[3]Yakut, A. S. (2017). Platon’un Phaidon’unda Sokrates’ in Savunması. Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 11(1), 129-142.[4]Atalay, M. (2010). Sokrates’ in Yargılanması..
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | Bingöl, M. (2020). Hayatın Anlamı Açısından Sokrates’ in Ölümü. İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi, 3(1), 465-473. |
---|---|
↑2 | Onur, F. (2016). Sorgulanmamış Hayat Yaşanmaya Değer mi?. Beytulhikme: An International Journal of Philosophy, 6(1). |
↑3 | Yakut, A. S. (2017). Platon’un Phaidon’unda Sokrates’ in Savunması. Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 11(1), 129-142. |
↑4 | Atalay, M. (2010). Sokrates’ in Yargılanması. |