Jennifer Mason, Mart ayı başlarında Doktora sonrası Araştırmacı pozisyonu için bir ilan yayınlamıştı. Niyeti yürüttüğü projelerde çalıştırmak üzere Nisan veya Mayıs ayına kadar birilerini bulmaktı. Ancak, ilk iki ay içerisinde tek bir başvuru alabildi. Daha sonra ise sadece iki başvuru daha geldi. Clemson Üniversitesi’nde genetik alanında yardımcı doçent olan Mason, “Para (Postdoc için ayrılan) sadece orada duruyor ve kullanılmıyor… ve sonuç olarak yürüttüğümüz projeler hiçbir şekilde ilerlemiyor” dedi.
Üstelik O, bu konuda yalnız da değil. Sosyal medyada, birçok ABD’li akademisyen, Doktora sonrası araştırmacı pozisyonlarına eleman almanın yaygın zorluklarına işaret ediyor. Science Careers tarafından yapılan bir araştırma da bu durumu doğrular nitelikte: Bu yıl, doktora sonrası araştırmacı pozisyonları için ilan veren ABD merkezli 100’den fazla bilim insanı ile temasa geçildiği ve işe alım deneyimleri hakkında bilgi veren 37 kişiden pek çoğunun bu konuda zorluklar yaşadığı belirtiliyor. Bir öğretim üyesi, “Bu yıl benim için çok zor geçecek: …ilanımıza hiç başvuru alamadık” diye bir açıklama yaparken, bir diğeri ise, “Başvuru sayısı 2018-2019’a göre 10 kat daha azaldı” diye şikâyet ediyor.
Biyo-Tıp, kimya, çevre bilimi, antropoloji, fizik ve bilgisayar bilimi gibi temel alanlarda da problemler yaşandığı belirtiliyor. Birçok akademisyen sadece toplam başvuru sayısında değil, aynı zamanda başvuru kalitesinde de bir düşüş olmasından şikâyetçi. Bir akademisyen, ellerinde hazır bulunan bir postdoktora pozisyonuna eleman bulabilmek için ilk olarak Ekim 2021’de ve daha sonra da Nisan 2022’de olmak üzere toplam 2 defa ilana çıkmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor: “Toplam 28 başvuru alındı, normalde bu sayıya daha önceki yıllarda, ilk duyurudan sonraki bir ay içinde ulaşılabiliyordu.” Bu konuda açıklama yapan birçok akademisyen, hali hazırda ABD merkezli araştırma kurumlarında çalışanlardan gelen başvuruların sayısında da azalmalar olduğunu söylüyor.
Arizona Üniversitesi’nde farmakoloji ve toksikoloji profesörü olan ve çoklu postdoc araştırmacı çalıştırmak isteyen Donna Zhang, yaptığı açıklamada: “İlk defa işimin bana karşı ödüllendirici olmaktan çok, fazlasıyla sinir bozucu hale geldiğini hissediyorum” diyor. “Nitelikli insanlar bulmak eskisine göre çok daha zor. … durum gerçekten çok kötü.” diyor.
Mason gibi gelecek yıl göreve başlayacak olan genç öğretim üyeleri için ise hayal kırıklıkları daha da keskin. Araştırması, pandemiden kaynaklı kapanmalarından ve tedarik zinciri kesintilerinden zaten etkilenmişti. Laboratuvar malzemelerinde ortaya çıkan maliyet artışları, başlangıçta öngördüğü proje bütçesinin çok üzerine çıktı. Geçen yıl iki finansal destek aldığında çok heyecanlanmıştı, ancak ortaya çıkan zorluklar, endişelerini artırıyor ve bu durumun büyük bir stres kaynağı olduğunu belirtiyor.
Şuandaki durum, 2 yıl önce pandemi sırasında tahmin edilenin tam tersi. O zamanlar korkulan, doktora sonrası araştırmacıların pozisyonlarında daha uzun süre kalacakları ve yeni doktora mezunları için çok az açık pozisyon bırakacakları yönündeydi. Ancak bugün için bu durum, pek de bir sorunmuş gibi görünmüyor. Geçen ay bioRxiv’de yayınlanan bir makaleye göre, fakültelerde açık pozisyon bulabilme olanakları 2021’de toparlanmış olmasına rağmen, sonrasında yaşanan “Büyük İstifa” olayları sonucu mevcut doktora sonrası araştırmacıların sayısında dramatik değişiklikler ortaya çıktı.
Kansas Üniversitesi, Lawrence kampüsünde bilimsel işgücü üzerine çalışmalar yürüten ekonomi profesörü Donna Ginther, “Her yerde iş var” ifadesini kullanıyor. Doktora sonrası araştırmacıların genel olarak iyi maaş almadığına dikkat çekiyor ve mevcut işgücü sıkıntısından dolayı, akademi dışındaki yüksek ücretli işlerin onlara daha cazip hale geldiğini belirtiyor. “Doktoralarını bitirenler işgücü piyasasına bakıyor, oradaki fırsatları görüyor ve o tarafa yöneliyor” diyor. “Doktora öğrencilerimize öğrettiğimiz beceriler iş dünyasından ciddi manada talep görüyor.”
Massachusetts Üniversitesi, Chan Tıp Okulu’nda doçent olarak çalışan ve Lab. Yöneticisi olan Cynthia Fuhrmann, doktora sonrası araştırmacı alımındaki aksaklıkların, akademisyenler için gerçek zorluklar yarattığını, ifade ediyor. Aynı zamanda doktora mezunlarının, akademiden ayrılarak mevcut duruma tepki gösteriyor olmalarını ve akademik ortam dışına da iş bulabiliyor olmalarını olumlu bir gelişme olarak görüyor. “Aslında doktora sonrası araştırma yapmayı gerektirmeyen heyecan verici kariyer fırsatları olduğunun farkındalar” diyor. “Bence birçok doktora mezunu için, uzun yıllar eğitim aldıktan sonra profesyonel iş gücüne girebileceklerini hissetmek de heyecan verici.”
Michigan Üniversitesi-Ann Arbor’da Mikrobiyolog ve araştırma görevlisi Ariangela Kozik, lisansüstü öğrencilerin, son yıllarda kadrolarda görülen istikrarsızlıktan kötü etkilendiğini söylüyor. Özellikle yaşamın yüksek maliyetli olduğu yerlerde doktora sonrası araştırmacı maaşı ile geçinmenin giderek daha zorlaştığını ve insanların bundan dolayı şikâyet ettiğini ifade ediyor. Ortaya çıkan bu zorlukların, lisansüstü öğrencilerin fikirlerini değiştirmesine neden olduğunu belirtiyor. Örneğin geçen yıl tamamladığı post doktora çalışmaları sırasında, çocuklarının bakım maliyetini karşılayabilmek için eşi ile birlikte çok sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor. “Bu bir yatırım [post doktora yapmak] ve siz onu zararına alıyorsunuz” diyor. “ve bence insanlar yaşanan problemleri fark ettikçe, giderek daha az kişi bu riski almaya istekli olacak – özellikle de sonunda bir kadro garantisi olmadığı için”. Ekonomik olarak tatmin olmayan yeni araştırmacıların çoğunun akademiden ayrılacakları konusunda endişeli olduğunu dile getiriyor. “karar vermeden önceden var olduğunu bildiğiniz bir ekonomik ayrıcalık… Doktora sonrası araştırmacı pozisyonunda çalışıp çalışamayacağımızı belirler” diyor. “Böyle olmamalı.”
Birçok öğretim üyesi, doktora sonrası araştırmacıların içinde bulunduğu durumu anladığını ve onlara daha fazla ödeme yapılması gerektiğini ifade ediyor. Ancak birçok durumda ellerinin bağlı olduğunu hissettiklerini de dile getiriyorlar. Columbia Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı pozisyonlarına beş eleman arayan fizikçi Daniel Wolf Savin, maaşların genellikle ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin standartlarına göre belirlendiğini ve oldukça düşük olduklarından şkayetçi. Bir postdoc istihdam ederken, maaş olarak yılda 20.000 dolardan daha fazlasını sunan ulusal laboratuvarlarla rekabet etmek zorunda kalıyor. “Ulusal bir laboratuvarda ödedikleri maaşa eş değer bir araştırma bursu ödemeye kalksak, program ofisi buna bakacak ve “Bak, sana bu kadar çok para veremem. Vermek istediğin maaş herkese ödenen miktarın oldukça üzerinde” diyecek.
Diğer akademisyenler ayrıca, pandemi sırasında akademiye olan inancın giderek azaldığına ve bu durumun da başvurularının azalmasına potansiyel olarak katkıda bulunduğuna işaret ediyor. “Lightoller Danışmanlığın” CEO’su, kurucusu ve kariyerine yeni başlayan araştırmacılarının avukatı Gary McDowell, “Birçok üniversite, insanları önemseyip önemsemediklerini gerçekten gösterdi” diyor. Örneğin, pandemi sırasında bazı üniversiteler akademisyenlerini kampüste çalışmaya zorladı. COVID-19’a maruz kalma riskine ve devam eden aksaklılara rağmen onardan yüksek verim beklemeye de devam etti diyor. Bu tarz sorunlar, iş-yaşam dengesi problemleri, düşük ücret ve kalıcı kadroların azlığı gibi daha önceden var olan diğer meselelerin üzerine tuz biber oldu.
McDowell, yetenekli ve kariyerine yeni başlayan araştırmacıların akademiyi bugün daha yüksek oranlarda terk ediyor olmaarının -ki bu Doçentlik öncesi öğretim elemanları düzeyinde de gerçekleşme eğilimi gösterebilir — üniversiteler için bir uyarı alarmı işlevi göreceğini umuyor. “Dürüst olmak gerekirse, akademinin değişip bu sorunları gerçekten çözmeye başlamasının tek yolunun bu olduğunu düşünüyorum” diyor.
Fuhrmann’da aynı fikirde. “Bu, sistem üzerindeki baskıları görmek ve kasıtlı olarak sistemik bir değişim yaratmak için gerçekten harika bir fırsat olabilir” diyor. Örneğin, akademik yöneticiler ve politika yapıcılar, şu soruları sormak isteyebilirler “Doktora sonrası pozisyonları nasıl daha çekici hale getirebiliriz? Daha fazla bilim insanı ve doktora sonrası araştırmacı pozisyonlarına sahip olmamızı sağlayacak, akademik işgücünü nasıl çeşitlendirebiliriz? …böylece doktora sonrası araştırmacıların eğitimlerinden sonra alacakları üst kadrolar için çözüm yolları bulabilirler?”
Science Careers’ın ulaştığı bazı öğretim üyeleri, kalıcı pozisyonda araştırmacı personel teklifi de dahil olmak üzere, sorunlarını çözebilmek için alternatif yollar aradıklarını bildirdi. Ancak pek çok diğer akademisyen, burs bütçesi kısıtlamalarının bu tür pozisyonları gerçek dışı kıldığını söylüyor.
Kozik, “Lab. Yöneticisi akademisyenlerin – sorunlarını kendi başlarına çözemeyeceklerini hissediyorum” diyor. Fon kuruluşları ve üniversiteler, maaş ve çalışma koşullarını belirleyen politikaların birçoğunu ortaya koydu, diye devam ediyor. “Bazı şeyleri tersine çevirmek için burada gerçekten tüm paydaşların çaba göstermesi gerekecek.”