Yeni yayınlanan bir araştırmaya göre yeme alışkanlığınızı değiştirmeye gençken başlarsanız hayatınıza 13 yıl ekleyebilirsiniz Bu çalışma, kırmızı et ve işlenmiş gıdalara odaklanan “Tipik Batı Diyeti” yerine daha az kırmızı ve işlenmiş et, daha fazla meyve ve sebzeye odaklanan “Optimize Edilmiş Bir Diyet” ile değiştirildiğinde bir insan ömrünün ne kadar artabileceğine dair model oluşturdu.
PLOS Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, bir kadın 20 yaşında optimal beslenmeye başlarsa hayatına 10 yıl daha ekleyebilir. 20 yaşından itibaren sağlıklı beslenmeye başlayan bir erkek ise hayatına 13 yıl ekleyebilir!
80 YAŞINDAKİLERE YAKLAŞIK 3,5 YIL ÖMÜR EKLİYOR!
Çalışma, daha sağlıklı bir diyete odaklanmanın yaşlı insanların da yaşamlarını uzatabileceğini iddia etmektedir. 60 yaşında başlayan bir kadın, ömrünü sekiz yıl uzatabilir. 60 yaşında daha sağlıklı bir diyete başlayan erkekler, yaşamlarına yaklaşık dokuz yıl ekleyebilir. Çalışma, bitki temelli bir beslenme tarzının 80 yaşındakilere fayda sağlayabileceğini belirtmektedir. Erkekler ve kadınlar, diyet değişikliği yapmaları sonucunda yaklaşık 3,5 yıl fazladan yaşam kazanabilirler.
Beslenme uzmanı Dr. David Katz, “Diyet kalitesinin iyileştirilmesi ile kronik hastalıkların ve erken ölüm riskinin azaltılacağı fikri uzun süredir vardır. Daha az kronik hastalık ve erken ölümün daha fazla yaşam beklentisi anlamına gelmesi çok mantıklı.” diye konuştu.
Beslenme Uzmanı Katz’in Araştırması
Kendini kanıta dayalı yaşam tarzı tıbbına adamış True Health Initiative’in başkanı ve kurucusu Katz gıdaların koruyucu tıp olarak nasıl kullanılacağına dair bir araştırma yayınladı. Katz, “Optimal bir diyet olarak tanımladıkları şey tam olarak optimal değil; sadece tipik batı diyetinden çok daha iyi” diyen Katz, “diyetin daha fazla geliştirilebileceğini ve daha da büyük faydalar sağlayabileceğine” değindi.
Daha uzun ömürlü bir hayat için…
Bir kişinin diyet değişikliğinin gelecekteki etkisini modellemek için Norveçli araştırmacılar, mevcut meta-analizleri ve Küresel Hastalık Yükü çalışmasından elde edilen verileri kullandılar. Elde edilen veriler dahilinde kepekli tahıllar, badem, ceviz ve antep fıstığı gibi kuruyemişlerin de üzerine çalışmalar yapılmış ancak uzun ömürlü olma yolundaki en büyük kazanımlar fasulye, bezelye ve mercimek gibi baklagilleri daha fazla tüketmekten elde edilmiştir.
Diyetinize daha fazla bitki ve tahıl eklemek basit gözükebilir, ancak istatistikler Amerikalıların bunu yapmakta zorlandığını gösteriyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden yayınlanan yeni bir rapor, çok az Amerikalının tavsiye edilen günlük meyve ve sebze tüketim oranlarına ulaşabildiğini açıkladı.
CDC (Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi) araştırması, yetişkinlerin sadece %12’sinin her gün 1,5 ila 2 fincan meyve tükettiğini açıkladı. Bu Amerikalılar için federal Diyet Yönergeleri tarafından tavsiye edilen miktardır. Amerikalıların sadece %10’u, baklagiller de dahil olmak üzere her gün önerilen 2 ila 3 kase sebze tüketmektedirler. Bu bilgilerde bize bir insanın günlük olarak tüketmesi gereken meyve ve baklagil miktarının çok daha altında olduğunu gösteriyor.
Tahıl tüketiminin yaklaşık %50’si tam tahıllardan oluşmalıdır, ancak Amerikalılar için Beslenme Rehberine göre, Amerikalıların %95’inden fazlası bu hedefe ulaşamamaktadır.
Araştırmalara göre, Amerikalıların %50’sinden fazlası her gün önerilen 5 gram (yaklaşık bir çay kaşığı) kuruyemiş ve tohumu yememektedir. Kuruyemişler, tohumlar, baklagiller ve tam tahıllar proteinden fazlasını içerir. Bunlar arasında sağlıklı yağlar, vitaminler, mineraller ve daha düşük kronik hastalık riski ile ilişkilendirilen antioksidan “fitokimyasallar” bulunur.
Kırmızı ve işlenmiş etlerin diyetteki rolü
Pastırma ve sosis gibi işlenmiş gıdaları daha az tüketmek de daha uzun bir ömürle bağlantılı. Bu sağlıksız etler uzun ömürlülüğü kısıtlıyor. Kırmızı ve işlenmiş etler, kronik kalp hastalığı ve bağırsak kanseri dahil olmak üzere önemli sağlık riskleriyle ilişkilendirilmiştir.
İngiltere Sağlık Bakanlığı Beslenme Bilimsel Danışma Komitesi üyesi Oxford Üniversitesi epidemiyoloğu Tim Key, “İşlenmiş etin bağırsak kanserine neden olabileceğine dair önemli kanıtlar var. O kadar ki Dünya Sağlık Örgütü 2015’ten beri işlenmiş etleri kanserojen olarak sınıflandırıyor.” dedi
Uzmanlar, kırmızı ve işlenmiş etler ile beslenmek yerine balık ve bitki proteinleri tüketmemizin, beslenme düzenimizi daha hızlı bir şekilde iyileştirmenin yolu olduğunu belirtmektedir
Bitki proteinleri arasında soya fasulyesi (edamame), nohut, mercimek ve diğer baklagiller, tofu, tempeh, fındık, tohumlar ve kinoa gibi tam tahıllar bulunur. Brokoli gibi bazı sebzeler de daha yüksek düzeyde protein içerir.
2020 yılında yapılan ve 37.000’den fazla orta yaşlı Amerikalının incelendiği bir araştırma, en fazla bitki proteini yiyenlerin, en az miktarda bitki yiyen insanlara göre herhangi bir nedenle ölme olasılığının %27 ve kronik kalp hastalığından ölme olasılığının %29 daha az olduğunu buldu. Harvard Üniversitesi beslenme bölümü başkanı olan yazar Dr. Frank Hu, “Kırmızı ve işlenmiş etlerin yerini bitki protein kaynakları aldığında fayda daha belirgindir” demiştir.
Diyetinizi Nasıl İyileştirirsiniz?
U.S. News & World Report’a göre, diyetinize daha fazla bitki eklemenin ve daha az kırmızı et tüketmenin bir yolu, art arda beş yıl boyunca en iyi diyet ödülünü kazanan Akdeniz diyetidir.
Hipertansiyonu durdurmak amacıyla diyet yaklaşımlarını temsil eden DASH diyeti ve çoğu zaman vejetaryen olmayı teşvik eden Flexitarian diyeti vardır. Tüm bu diyetler meyve, sebze, fasulye, mercimek, kepekli tahıllar, fındık ve tohumlarla dolu öğünlere odaklanır.
Akdeniz usulü yemeye başlamanın kolay bir yolu, her hafta fasulye, kepekli tahıllar ve sebzelere dayalı bir yemek pişirmek olarak aktarılıyor.[1]edition.cnn.com
Nasıl Atıf Yapılır:
[cite]
Kaynaklar ve İleri Okuma
↑1 | edition.cnn.com |
---|