İnsan eliyle yetiştirilen bitkilerin hepsine kültür bitkileri denilmektedir. Pazarda, manavda, tarlada ofiste, gördüğümüz bütün bitkilerden bahsediyoruz. Kavun karpuzdan tutun da içtiğimiz kahveye kadar…Kültür bitkileri mevcudiyetlerinin devamı için insanoğluna muhtaçtırlar. Bizler de onların varlığına… Kültivasyon aslında bitkilerin eğilleşmesi, bitkiye bizim istediğimiz özelliklerin kazandırılması bir anlamda zaman içinde tarafımızdan gerçekleştirilen yapay seçilimin olumlu sonuçları olarak değerlendirebiliriz. Tarımın icadının gerçekleştiği neolotik çağlardan günümüze insanoğlu kendi istekleri için doğadaki bitkilere kendi amaçları doğrultusunda yeni özellikler kazandırmak istemektedir.

Düşünsenize hayatımızın her alanında bitkiler var ve onlardan ne kadar farklı biçimlerde faydalanıyoruz. Başta en önemli besin kaynağımız bitkiler, soluduğumuz oksijenin kaynağı onlar. Reçete ile satılan ilaçların önemli bir kısmı bitki kökenli maddeler içermektedir.
Dünya üzerinde 50000’in üzerinde yenilebilir bitki olmasına karşın İnsanoğlunun ihtiyaç duyduğu besin enerjisinin %90’ı sadece 15 kültür bitkisi ile sağlanmaktadır. Bunlardan 3’ü ise (pirinç, mısır ve buğday) global düzeyde insanoğlunun geleceği üzerine kritik öneme sahiptirler. Bu enerji ihtiyacının 2/3 ünü bu 3 tahıl bitkisi karşılamaktadır.
Kültür bitkileri genellikle kırılgandırlar, nazlıdırlar. Hani bir laf vardır ya “bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur diye”… Bakıma muhtaçtırlar… Ama onların kuzenleri olan yabani bitkiler onlar daha dirençlidir kültür bitkilerine göre… Kolay kolay hastalanmazlar… Doğa ananın onlara sundukları ile hayatta kalma becerisi gösterebilmişlerdir. Bu fizyolojik hayatta kalma becerileri genlerindeki gizli bilgide saklıdır. İşte bu gizli bilgi insanoğlunun geleceği için paha biçilmezdir.

İşte bu kültür bitkilerinin yabani kuzenleri kültür bitkileri için önemli bir genetik kaynaktır. Mevcut kültür bitkilerinden klasik yada modern ıslah yöntemleri ile yeni kültür çeşitleri geliştirmek istersek ilk başvuracağımız kaynaklar kültür bitkilerinin akrabalarıdır. Kültür bitkileri virüs, bakteri yada mantar kökenli bir patojen tarafından hastalanırsa, bu hastalıklara dayanıklılık genlerini ilk olarak bu yabani kuzenlerde arayacağız. Yada kültür bitkilerinde ciddi ürün kayıplarına neden olan böcek saldırıları yada kuraklık gibi dayanıklılık genlerini yine yabani kuzenlerinde arayacağız ve arıyoruz da.

Geleceğimizin sigortası olan bu yabani kuzenleri korumak için ciddi planlamalar yapmalıyız ya bu kuzenlerin yetiştiği habitatları belirleyip onları kendi doğal alanlarında sürdürülebilir kılacağız yada onlardan temin edilen tohumları altın saklar gibi tohum bankalarında saklayacağız. Norveç bunun için Arktik Okyanusunda bulunan Svalbard isimli bir takımadada bir buzdağının içini oyarak insanlığın geleceği için çok önemli bir tohum bankası inşa etmiştir. Burada kültür bitkileri ve onların yabani kuzenlerine ait 930.000 varyeteyi saklamaktadırlar. Bu koleksiyonun tarımsal biyoçeşitlilik anlamında dünyanın en büyük koleksiyonu olduğu iddia edilmektedir. Buraya “doomsday vault” gibi kıyamet günü kasası anlamına gelen bir takma isim vermişler. Sanırım bu örnek kültür bitkilerinin kuzenlerinin neden geleceğimizin sigortası olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Bir sonraki yazıda buluşmak üzere bilimle kalın…
Nasıl Atıf Yapılır:
[cite]